ONUN TATLI in English translation

• her sweet
• a sweetness to him

Examples of using Onun tatlı in Turkish and their translations into English

Onun tatlı bedenini bu lanetli yeri işgal eden iblislerle aynı yere gömme.
Do not inter her sweet body in the same ground as the devils who inhabit this accursed place.

Bay Mando,… Milagring ve onun tatlı patates ve muzları hep aynıydı.
Same with MiIagring and her sweet potatoes and bananas… Days go on… Nothing has changed… With Mr. Mando.

Onun tatlı sesinden bunları duymak… iyi bir gün geçirdiğine sevindim.
I'm glad she's having a good day, Paul. To hear her say them in her sweet voice.

Neden? Hâlâ onun tatlı cırtlak sesini duyabiliyorum,… öteki dünyadan sesleniyor.
I can still hear her sweet, shrill voice… Why? shrieking from the afterlife.

Hâlâ onun tatlı cırtlak sesini duyabiliyorum,… öteki dünyadan sesleniyor. Neden?
Shrieking from the afterlife. Why? I can still hear her sweet, shrill voice?

Onun tatlı sesinden bunları duymak… iyi bir gün geçirdiğine sevindim.
To hear her say them in her sweet voice… I'm glad she's having a good day.

Hadi onu buraya getirelimde, Onu istakoz kıskacı gibi kırıp içini açalım ve onun tatlı beyaz'' bilgi'' etini içinden çıkartalım.
Let's get her up here, crack her open like a lobster claw and scoop out her sweet white meat of information.

İyi bir gün geçirdiğine sevindim. Onun tatlı sesinden bunları duymak.
To hear her say them in her sweet voice… I'm glad she's having a good day.

Zoeye ve onun tatlı leziz göğüslerine ihtiyacım var.
I need Zoe and her sweet, delicate boobs.

Kardeşinize tatlı ve sevilesi diyerek… onun tatlı ve sevilesi olduğunu düşünmeyen… herkesin tanık olarak çağırılabilmesine sebep oldunuz.
By calling your brother sweet and lovable, from anyone who doesn't think he's sweet and lovable. you opened the door to testimony.

çok alımlı bir kızın var. Ken de onun tatlı küçük poposunun birkaç resmini çekmek istiyorsa, yani.
very alluring daughter, and if Ken wants to take a couple of pictures of her sweet little tush, I mean.

Tomurcuk biraz kıskanç bir solucan Ere onun tatlı yaprakları hava ile yayılabilir.
As is the bud bit with an envious worm Ere he can spread his sweet leaves to the air.

Ona tatlı dedin.
You called her cute.

Ona'' tatlı'' dedi.
She called him sweet.

Onun tatlısını mı yürütüyorsun?
Are you taking his dessert?

Tom, Marynin onun tatlısını yemesine izin vermedi.
Tom didn't let Mary eat his dessert.

Tom, Marynin onun tatlısını yediğini söyledi.
Tom said that Mary ate his dessert.

Martin ona tatlı ikram etti.
Martin offered him a pastry.

Ona tatlı bir karışım hazırladım.
Mash up one for her dessert.

Onun tatlılığından olduğunu düşünüyorum.
I think it's her sweetness.