Examples of using Oyun oynayan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bahisçiler, oyun oynayan insanlar. Ne hissediyorsun?
Ve oyun oynayan insanları da sevmem.
Bahisçiler, oyun oynayan insanlar. Ne hissediyorsun?
Oyun oynayan, yardımcı olan, evcil!
Belki de Stillson sana oyun oynayan tek kişi değildi.
Oyun oynayan bir çocuğun nesi üzücü olabilir ki?
Başkalarının hayatı ile oyun oynayan, kalpsiz bir adam.
Bak ben oyun oynayan adamlardan değilim.
Oyun oynayan kim ki?
Oyun oynayan kim?
Bir ipucu ama oyun oynayan biri tarafından bırakılmamış.
Senin gibi bu tarz oyun oynayan ben çok gördüm.
Bugün aptal köpeğiyle oyun oynayan bir adam gördüm.
Oyun oynayan çocuklar ne kadar sevecen.
Oyun oynayan biri varsa, o sendin.
Bana oyun oynayan o sürtük Buzu öldüreceğim.
Oyun oynayan onlar, Stephen, ben değilim.
Bunlar oyun oynayan askerler.
Orada oyun oynayan çocuğa sorabilirsin.
Benimle oyun oynayan sen miydin?