PARÇASI VAR in English translation

you have a piece of
parçası var
there's a shard
you got a piece of
of
biri
var
yerine
dolu
yüzünden
oluşan
dair
dışında
dolayı
ait

Examples of using Parçası var in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Uyluk kemiği damarında kurşun parçası var.
This gentleman has a bullet fragment in the femoral artery.
Evimde, üzerinde Gang Jiwonin kanı olan bir kağıt parçası var.
I have a piece of paper at home with Gang Jiwon's blood on it.
Stan, gözünde cam parçası var.
Stan, you had a piece of glass in your eye.
Vücudunda 100ün üzerinde şarapnel parçası var.
There are over 1 00 individual pieces of shrapnel.
Şurada bir kafa parçası var.
Over there it's a piece of the head.
Beynine saplanmış bir metal parçası var.
You have got a piece of metal stuck in your brain.
Işınlanacak iki insan ve bir donanım parçası var.
Two people and one piece of equipment to beam up.
Bir şeyin parçası var.
There's a fragment of something.
Şurada da bant parçası var.
There's a piece of tape.
Bu kutuda 217 bilgi parçası var.
This box contains over 217 bits and pieces of information.
Bende Laser Dragon parçası var.
I got a tear of Laser Dragon.
Üzerinde cam parçası var.
You got a piece of glass.
Sıralı bir veri parçası var.
There's a fragment of stray data.
Elimizde bu atölyeden çıkmış olabilecek bir metal parçası var.
We have a piece of metal that may have come from the shop.
Bizde Gerçek Haçın parçası var.
WE HAVE A PIECE OF THE TRUE CROSS.
Orgun yanında beyaz kumaş parçası var, efendim ve bir çengelli iğne.
And a safety pin. There's a piece of white cloth by the organ there, sir.
Biliyorsun, bir dahaki sefere pantolon sıkışmış… boru parçası var… Bir tesisatçı çağırın.
Next time you have a piece of pipe stuck in your transverse, call a plumber.
Amiral Pressmanın odasında, bizi buradan çıkarabilecek koruma altında bir donanım parçası var.
There's a piece of equipment in Admiral Pressman's quarters under guard that might get us out of here.
Bir plastik parçası var.
I got a piece of plastic.
Planın iki parçası var.
There are two parts to this plan.
Results: 3796, Time: 0.0377

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English