PARAVAN in English translation

shell
kabuk
paravan
mermi
kovan
fişeği
front
ön
cephe
paravan
öne
karşısında
cover
kapak
siper
koruyun
idare
gizli
paravan
kılıf
örtbas
göstermelik
kamufle
dummy
aptal
kukla
salak
şapşal
sahte
budala
sersem
ahmak
aptal herif
paravan
screen
paravan
görüntü
testi
ekranı
perdeye
perde
filmi
sinekliği
smokescreen
sis perdesi
duman perdesi
paravan
kamuflaj
fronts
ön
cephe
paravan
öne
karşısında

Examples of using Paravan in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gerçek paravan değil.
Not actual shells.
biraz yarda ve paravan toplayın.
pick up a little yardage and some screens.
Benden, Guangzhoudan paravan olarak toptan kıyafet almamı istediler.
They have me… purchase wholesale clothing… from Guangzhou as a cover.
Hızlı ve Öfkeli'' paravan alıcılarından biri cinayet silahıyla ilişkilendirildi.
One of the straw buyers in your Fast and Furious sting ended up with our murder weapon.
Orası paravan için kullanılan boş bir tamirhane.
That's the empty repair garage they used as a front.
Paravan bir şirket.
It's a shell company.
Bunlar paravan şirketler.
They are shell companies.
Paravan şirket bu.
This is a shell corporation.
O birisi de paravan şirketin ve müzenin sahibi.
Someone-- whoever was behind the shell company that owns the museum.
Wardın şirketlerini karşılaştırıyordum ve paravan şirketlerden biri Mamakiye yatırım yapmış in Mamaki.
I was running comparisons on Ward's holdings and the shell corp that invested in Mamaki.
Paravan şirketler. Hepsi özenle kataloglanmış.
Cut-out companies, meticulously catalogued.
Para, Linin paravan kullandığı restoranlardan birinde saklanıyor.
Skim's hidden in one of the restaurants Lin uses as a front.
Bu paravan dükkânda aslında büyücü malzemeleri satılır.
Well, this herbal shop is a front for warlock supplies.
O paravan bir hikâye.
That's a cover story.
Paravan şirketler dikkatlice kataloglanmış.
Cut-out companies, meticulously catalogued.
Paravan diyecektin herhalde?
Ben Holgrem ile konuştuğun paravan şirket.- Quorta.
Quorta. The shell company you were talking to Ben Holgrem about.
Hızlı ve Öfkeli'' paravan alıcılarından biri cinayet silahıyla ilişkilendirildi.
Ended up with our murder weapon. One of the straw buyers in your Fast and Furious sting.
Paravan bir şirket.
It's a shell corporation.
Biraz uzun sürdü… ama paravan şirketin izini sana kadar sürdük Howard.
But we traced the shell company back to you, howard.
Results: 709, Time: 0.0425

Top dictionary queries

Turkish - English