Examples of using Piknik sepetini in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Her zaman bu küçük piknik sepetlerini yapıyorlar arada sırada işe yarıyorlar ama.
Piknik sepeti almaya gitti.
Tom piknik sepetinden bir sandviç çıkardı ve Maryye uzattı.
Üç piknik sepeti, muhtelif peynirler, üzüm, şarap.
Erkekler için piknik sepeti gibi.
Tom piknik sepetinden bir sandviç çıkardı ve onu yemeye başladı.
Piknik sepetleri falan. Bahçe mobilyası.
Bir uzay çağı piknik sepetine benziyor.
Piknik sepeti tamam mı.
Bazıları yanlarında dürbünler, piknik sepetleri ve şampanya getirdi.
Piknik sepetimizi de götürebiliriz!
Finn ve prenses piknik sepetlerini almış.
Ve piknik sepetim?
Kalabalık toplanırdı ve hatta piknik sepeti getiren olurdu.
Beraber maça gideriz. Piknik sepeti hazırlarım… Kızarmış tavuk yaparım.
Kuraklık var. Suyumuz ve piknik sepetlerimiz için geliyorlar.
Birinin işyerine piknik sepeti getiremezsin tabi park bekçisi değilse!
Seni gerçekten piknik sepetli çocuk olarak saptamamıştım.
Benim piknik sepetim yok.
Piknik sepeti hazırlıyorum.