PLANLADIĞIMIZDAN in English translation

Examples of using Planladığımızdan in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Aristotle Boltun peşinizde olmasıyla ilgili benimle dalga geçmediyseniz… planladığımızdan daha uzun süre birlikte olabiliriz.
We might be together longer than we planned. If you weren't joshing me about Aristotle bolt being after you.
Aristotle Boltun peşinizde olmasıyla ilgili benimle dalga geçmediyseniz… planladığımızdan daha uzun süre birlikte olabiliriz.
About Aristotle Bolt being after you… we might be together Well, if you two weren't joshin' me longer than we planned.
Yardımınız sayesinde Tom ve ben onu planladığımızdan daha hızlı yapabildik.
Thanks to your help, Tom and I were able to get that done faster than we would planned.
Derneğin birinci sınıf travma merkezi sıfatımızı geri almayı planladığımızdan haberi var, değil mi?
The foundation knows we plan on getting our level-I trauma designation back, right?
Aristotle Boltun peşinizde olmasıyla ilgili benimle dalga geçmediyseniz… planladığımızdan daha uzun süre birlikte olabiliriz.
If you two weren't joshing me about Aristotle Bolt being after you, we might be together longer than we would planned.
Aristotle Boltun peşinizde olmasıyla ilgili benimle dalga geçmediyseniz… planladığımızdan daha uzun süre birlikte olabiliriz.
About Aristotle Bolt being after you, Well, if you two weren't joshing me we might be together longer than we would planned.
Aristotle Boltun peşinizde olmasıyla ilgili benimle dalga geçmediyseniz… planladığımızdan daha uzun süre birlikte olabiliriz.
We might be together longer than we would planned. Well, if you two weren't joshing me about Aristotle Bolt being after you.
Bu sabah biraz farklılık oldu çünkü insanların ilk planladığımızdan daha fakir görünmesi gerekti.
It changed a bit this morning because people had to look a bit poorer than we would originally intended.
Ne için? Üzgünüm ama seni Kanadaya planladığımızdan önce göndermek zorundayım.
What are you talking about? I'm sorry, I have to get you to Canada a little earlier than we planned.
Belki bir şeyler gözümüzden kaçacak,… ya da planladığımızdan uzun süre uyuyacağız ve… sevdiklerimizi bir daha asla göremeyeceğiz.
We might miss something, or we might sleep a lot longer than we planned and never see our loved ones again, or we might never wake up at all,
Bu işi iki yıldır planlıyorsun. Zamanı ve yeri belirlememe izin veriyorsun,?
Two years planning this and you let me choose the time and place?
Dönmeyi planladın, öyle değil mi? Ama geride bıraktıklarına.
But you planned to return to it, didn't you.
Planladığım kutlama için sen daha şık giyinmelisin. Hayır.
You're under-dressed for the celebration I have planned. No.
Senin için planladım; sen de kalkmış, ailene sırt çeviriyorsun.
And you turn your back on your family. I planned this for you.
Benim planladığım ve başrolde benim olduğum bir gün.
This is a day all about me, planned by me, starring me.
Düğünü planlamak, yeni arabaları, evi, bebekleri.
Planning the wedding and new cars, a house and babies.
Bunu sen mi planladın? Sürpriz!
Surprise! You planned all this?
Hepsini ben planladım ve umduğum gibi de sonuçlandı.
I planned it all and it's turned out as I hoped it would.
Onu öldürmeyi planlıyorsun, değil mi?
You're planning to kill him, aren't you?
Onu öldürmeyi planlıyorsun, değil mi?
You're planning to kill him, too, aren't you?
Results: 42, Time: 0.0312

Top dictionary queries

Turkish - English