Examples of using Sözcü in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sözcü niyetine fare kullanan birilerini tanıyorum.
Sözcü, anlaşmanın içeriğini basına açıkladı.
Sözcü lütfen kararı okusun?
Tamam sözcü sensin.
Sözcü,'' Masadaki öneriyle ilgili hâlâ uzlaşmaya çalışıyoruz.'' dedi.
Sözcü bu durumu incelemek isteyecektir.
Bana sözcü değil, plan lazım.
Sözcü o olursa nasıl istediğimizi yaptıracağız?
Madem sözcü sizsiniz, neden sizinle konuşamıyoruz?
Sözcü aradı.
Sözcü olarak ilk günlerimde aklımdan ne mi geçti?
Zamanı geldi. Bayan Sözcü, kararınız nedir?
Sayın sözcü, jüri bir karara vardı mı?
Sözcü komitede kimi görevlendirmiş?
Sayın Sözcü, bir karara vardınız mı? Oturabilirsiniz.
Seni halkın adına sözcü yapan şey ne?
Konuşacağım sözcü o mu?
Sayın Sözcü, bir karara vardınız mı?
Sözcü sorunun çözüldüğünü vurgulayarak,
Sözcü bize alarmın iptal edildiği bilgisini iletti.