Examples of using Sızlanmayı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sızlanmayı bırak da şu aspirinle sütü iç.
Yakında sızlanmayı bırakacağım.
Cahil cahil sızlanmayı keserse 20 tane veririm.
Sızlanmayı kes. Pandora, lütfen.
Lütfen sızlanmayı kes kardeşim.
Lütfen yetişmeye çalışın ve sızlanmayı kesin.
her iki hastalık için test edin ki sızlanmayı bıraksın.
Sonumu biliyorum… Sızlanmayı keser misin?
Sızlanmayı kes ve çeneni kapa!
Tom!- Sızlanmayı bırak ve söyleneni yap.
Dakikan var, adamı tedavi et, ve sızlanmayı bırak.
Sızlanmayı kes Peppe. Onunla evli değilsin.
Sızlanmayı kes ve gel.
Sızlanmayı bırak ve söyleneni yap.- Tom!
Derilerini yüzmek neyse… Oh, sızlanmayı bırak. ama çalmak.
Sızlanmayı kes de bu Minettar Turp çekirdeğini ek.
Eğer devreye girmeseydik on yıl alacaktın, sızlanmayı kes.
Sızlanmayı bırak ve denileni yap.- Tom! Tanrım!
Sızlanmayı kes yeter.
Aylardır eline süpürge değmiyor, sızlanmayı bırak.