SADECE BIRIMIZIN in English translation

only one
tek
tek kişi
sadece
sadece bir tane
yalnızca
sadece bir tek
just one
sadece
tek
sadece bir tane
bir
yalnızca
daha
yalnızca bir tane
bir kerecik
birden

Examples of using Sadece birimizin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ama sadece birimizde çözümü var.
But only one of us has a solution.
Sadece birinde, Armstrong Yatırımınkinde antilop var.
Only one has an antelope… Armstrong Investing.
Her 100 uçuşun sadece birinde hava komiseri vardır.
There's only one Air Marshall per every hundred flights.
Sadece birimizde paraşüt var!
Only one of us has a parachute!
Sadece birinde potasyum karbonat çok yoğun.
Only one with a high concentration of potassium carbamate.
Sadece biriyle.
Only one.
Çünkü sadece birine tahammül edebilirim.
Cos there's only one I can abide.
Günün sonunda bunlardan sadece birisi masada kalacak.
Only one of these stays on the desk at the end of the day.
O sadece birine vurur, geri kalanı kendiliğinden kaçar.
He hits only one, the rest run away.
İşte bu yüzden sadece biriniz bu odadan ayrılacak.
And so… only one of you will be leaving this room.
Sadece birinde silah vardı ve kılıfındaydı.
Only one was strapped, he was still holstered.
Sadece birine sahip olabilirsin Hector ve de bir kariyere.
You have only one of those, Hector, and one career.
Sadece birinin bilgisayarla ilgili sabıka kaydı vardı… ve Krampus hakkında bildiklerimizle uyuştu.
Only one of which had a criminal record for computer crimes.
Sadece birimiz iflasla karşı karşıya
Only one of us is facing bankruptcy
Sadece birinde o gece sokaklarda olan… kırmızı Honda var.
And only one with a model in candy-apple red… on the streets that night.
Sadece birinde o gece sokaklarda olan… kırmızı Honda var.
On the streets that night… and only one with a model in candy apple red.
Neymiş o? Sadece birimizde paraşüt var.
What's that? Only one of us has a parachute.
Neymiş o? Sadece birimizde paraşüt var?
Only one of us has a parachute. What's that?
Ama sen sadece birisi suratını dağıtırsa öğreneceksin.
But there's only one way you're gonna learn it.
Sadece birimizde paraşüt var.- Neymiş o?
Only one of us has a parachute. What's that?
Results: 49, Time: 0.0267

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English