Examples of using Sallanır in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bazen sallanır, ama yine de büyülüdür.
Bu şey güzel sallanır.
Uyanırsa dünya sallanır.
Bardaklar sallanır.
Gemi sallanır.
beşik sallanır.
Bir kadının dili, bir kuzunun kuyruğu gibi sallanır.
Uzun olanın ki sallanır.
Düz bir yüzeye koyduğunuzda, sallanır. Bu eğrilmiş.
Bu yaşandığında Dünya sallanır.
Çiçekler sallanır, çimenler eğilir sevimli evimizin etrafında.
Çok geçmeden, taban sallanır ve sonra da tavan çöker.
Sonra kollarına alırdı sallanır koltukta beni.
tüm dünya sallanır.
Koştuğunda yer sallanır.
Genç kölenim… Alnındaki süsü sallanır Güzel gelin ay gibi parlar usulca utanarak, kaldırır kirpiklerini.
baltalar sallanır, darağacı ilmikleri bağlanır, hepsi bu.
Genç kölenim… Alnındaki süsü sallanır Güzel gelin ay gibi parlar usulca utanarak, kaldırır kirpiklerini.
Haham duayı yaptırırken köpek ellerini yukarı kaldırır ve Yahudiler gibi ileri geri sallanır ve yapımcı şöyle der.
İnşaat temeli için bir kurban vermeleri gerekliydi, Kaptan, ben… yoksa toprak sallanır ve duvarlar yıkılırdı.