SATIN ALDIĞI in English translation

bought
almak
al
alman
satın
alacağım
alın
ısmarla
alalım
kazandır
alayım
purchased
alışveriş
satış
satın alma
satın
alım
satın al
alımını
satınalma
alımlar
istimlak
acquired
elde
edinmelerine
kazanmam
almasına
satın
ele
alın
edinip
artırıyorum mu
buy
almak
al
alman
satın
alacağım
alın
ısmarla
alalım
kazandır
alayım
buys
almak
al
alman
satın
alacağım
alın
ısmarla
alalım
kazandır
alayım
buying
almak
al
alman
satın
alacağım
alın
ısmarla
alalım
kazandır
alayım

Examples of using Satın aldığı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ama ailemden satın aldığı atlar bulunamıyor.
But the horses he purchased from my family are nowhere to be found.
Pist annem ilk satın aldığı zaman bir çukurdu.
I mean the rink was a pit when my mom bought it.
Satın aldığı şey bu.
This is what he purchased.
Bence o para satın aldığı şekerler için.
I think the money's probably for all those candy bars he's buying.
Khasinaunun satın aldığı kişi Briault değildi, değil mi?
It wasn't Briault getting paid off by Khasinau?
Bak, babam orduya satın aldığı araziden geçmeleri için izin vermiş.
Look, Dad gave permission to the army to drive over the land he bought.
Hichcockun satın aldığı Palmay Kozmetikte çalışan bir kimyagere ulaştım.
I found a chemist who works at a company that was bought by Hichcock called Palmay Cosmetics.
Aynı komisyonu satın aldığı gibi.
Same as he's bought his commission.
Ve satın aldığı gemiler onlardan daha güçlü.
And the ships he's buying are more powerful.
Yani satın aldığı herşeyin bir bomba olma potansiyeli var.
So everything he bought has the potential to become a bomb.
Sanırım satın aldığı şirkete dava açılıyor.
I guess the company he bought is being sued,
Satın aldığı tüm silahların bir listesini istiyorum.
She purchased. I want a list of every weapon.
Satın aldığı sizin alın teriniz.
It's your sweat he's buying.
Satın aldığı seçenekler değer kaybettiğinde kim olduğumu bilmiyordum. -İngilizce konuş.
Speak English. Didn't Know who I was when the options he bought took a bath.
Libenanın özgürlüğünü satın aldığı gün New York ofislerinden.
The day he bought Libena's freedom.
Libenanın özgürlüğünü satın aldığı gün New York ofislerinden.
The day he bought Libena's freedom. He collected a $100,000 advance from their New York office.
Rumatanın satın aldığı Mitanın eski evine kaçtı.
He fled into Mita's house, which Rumata has bought.
Bu arada satın aldığı Makedon dinarları… soruşturma kapsamında dondurulmuş.
Have been frozen pending further investigation. In the meantime, the Macedonian denars she purchased.
Bu arada satın aldığı Makedon dinarları… soruşturma kapsamında dondurulmuş.
The Macedoanian denars she purchased have been frozen, pending further investigation. In the meantime.
Çoğu buradan satın aldığı mücevherat makbuzları.
Mostly receipts for jewelry that she bought here.
Results: 218, Time: 0.0369

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English