Examples of using Savunucusu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Adalet savunucusu Frankin kızını hapishanede bulacağım hiç aklıma gelmezdi.
İnsan ırkının savunucusu… aşağıya bak ve bu kuluna acı.
Evet. Sence Dr. Gezegen Savunucusu ne zaman ortaya çıkacak?
İngiliz hükümetini, işkence ve adam öldürmeyle suçlayan bir insan hakları savunucusu.
Harsh Emirlerinin yaşayan son üyesi ve savunucusu.
Sakın Hainlerin savunucusu olma.
Sakın Hainlerin savunucusu olma.
Bu, inancınızın savunucusu.
Ben, Baş-Vezir Kara Mustafa, gerçek inancın savunucusu.
Sakın Hainlerin savunucusu olma.
O, bilimin ve mantığın savunucusu.
Paladin… inancın savunucusu, koruyucu.
Sakın Hainlerin savunucusu olma.
Biz Asiler Ordusuyuz, ezilen köylülerin savunucusu!
Jebalinin partisi reformcu kanat savunucusu olarak kabul edilir.
Size bir şefaatçi gönderilecek selametinizin savunucusu.
Edvin Kanka Ćudić- Bosnalı insan hakları savunucusu.
O inge savunucusu korkuyor.
Kurbanın karısı, İnsan Hakları Savunucusu.
Batles mi? İhtiyar şimdi de barışın savunucusu mu oldu?