Examples of using Sensörü in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Işık sensörü.
Hareket sensörü.
Daha yüksek yoğunluklu baskı beslemesi… ve doku sensörü var.
Neredeyse bitti. General, sensörü şu anda bilgisayara bağlıyorum.
Korkarım yapamam. -Güzel. Sensörü bizim için yapabilirsiniz.
Biri, yüzeye gönderdiğim sensörü tespit etti.
Ya acil durum sensörü?
Hellboy yere düşüp bir şeye çarpacakmış gibi davranıyor. Sensörü ver.
Cisco boru hattının girişine hareket sensörü koymuştu.
Işığı kapatmanı emrediyorum. Ne sensörü?
Lens, mikrofon veya sensörü olan her şeyi.
Evet. Tavanda bir hareket sensörü, duvarda ışık sensörü var.
Ve sizi uyarmalıyım minibarın otomatik sensörü vardır eğer bi şey alırsanız çalışmaya başlar,
Aslında, robotta arka panel sensörü var. Niye soruyorsun?
Kötü bir biçimde öğrendiğiniz üzere bütün kapılarda hareket sensörü var yani içeri girmeye kalkarsanız yanınıza en az altı tane ceset torbası alın.
Kargaşa zamanlarında aktif hale geçmesinin yanında… D dosyasının sinüs düğümlerindeki elektro kimyasal sinyalleri algılayan sensörü var.- Dinliyoruz.
Farkındayım ama herhangi bir hareket sensörü, kablo ya da basınç plakası görmüyorum.
Ses sensörü güvenlik şefimiz Boris Sergeeve… önceden kaydedilmiş kelimeleri rastgele sorar.
Ama hala, ses sensörü,… el izi sensörü, hareket sensörü,… ve hayatımda gördüğüm en sağlam kasa kapısı devrede olacaktır.
Marquezin motorundaki parçalardan bazıları, sensörü sisteme bağlayan kabloları tahrip edince Pedrosanın kontrolü yok oluyor.