Examples of using Sevgi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sevgi, umut, inanç hatta şans bile.
Sevgi ve nefret arasında hassas bir çizgi var değil mi?
Sevgi, sen misin?
Kollarını kestiğimiz birisinden sevgi dolu bir kucaklama beklemek çok saçma olur.
Birbirimize karşı sevgi ve saygıda kusur etmedik.
İtibar ya da sevgi için gelme, Karen.
Onu suluyorum ve ona sevgi gösteriyorum. Ve çiçek açması için bekliyorum.
Sevgi deme adına'' nın önüne koy.
Sevgi uzmanı olduğunu unutmuşum.
O da biraz sevgi için aşçıya gitti.
Sevgi ve şefkat üzerine kurulu bir yaşam.
Bed-Stuyın kalbinden Sevgi Radyosunu dinliyorsunuz.
Birbirinize, sevgi saygı, güven ya da kötü günde bağlısınızdır.
Sevgi, sol eli, nefretin elini, nakavt etti.
Bu iki aday arasında sevgi bağının kaybolduğunu söylemek hafif kalır.
Pek sevgi dolu görünmüyor.
Herkesin içinde sevgi gösterilerini de asgari düzeyde tut.
Sufi felsefesi sevgi, cazibe, sema ve barış üzerine kurulu.
Sevgi var yağmur onu beslemediğinde kuruyup giden akarsu gibi.
Ama sevgi de var dünyadan fışkıran kaynak suyu gibi.