SEVIMLI in English translation

cute
tatlı
şirin
sevimli
hoş
güzel
şeker
yakışıklı
hoştu
lovely
güzel
hoş
harika
sevimli
tatlı
sevgili
şirin
sevecen
şahane
nefis
pretty
oldukça
güzel
epey
bayağı
hoş
gayet
tatlı
sevimli
şirin
hayli
adorable
sevimli
tatlı
güzel
şirin
tapılası
harika
muhteşem
şeker
hoş
çok
sweet
tatlı
güzel
hoş
şeker
sevimli
şirin
nazik
hoştu
nice
güzel
iyi
hoş
nazik
kibar
memnun
sevimli
sevindim
hoştu
lovable
sevimli
sevilesi
sevecen
cana yakın
sevgi dolu
sevilebilir
sevgili
cuddly
sevimli
şeker
kucaklanası
şirin
tatlı
yumuşak
sevecen
little
küçük
biraz
ufak
minik
az
azıcık
küçücük
kısa
loveable
sevimli
sevgili
sempatik biriydi
cana yakın
sevilebilir

Examples of using Sevimli in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Evet, ve bu sevimli, şirin ve hayran olunası uzaylı ortaya çıkar.
Yeah, and this loveable, huggable, adorable alien comes out.
Çok sevimli. Kendimi sana yakın hissettiriyor.
Is downright endearing. Makes me feel close to you.
Yedi sevimli cücenin bir madende ortaklıkları varmış.
Seven little dwarves had a limited partnership in a mining operation.
Panda mı? Tatlı, sevimli… küçük bir panda.
A sweet, cuddly, A panda? vicious little panda.
Sadece hoş, sevimli bir kız gibi gözüktü.
She just seemed a nice, likeable girl.
çok sevimli bir kız, ve çok da zengin.
a very amiable girl, very rich, too.
Belki sevimli değiliz, bilirsiniz?
Maybe we're not that likable. You know?
Ne kadar sevimli olduğunu biliyor musun, Sylvie Fowler?
Do you know how loveable you are, Sylvie Fowler?
Sevimli! Son bir tane?
Last one? Cutie!
Sevimli ve kırılgan olduğu kadar dürüst ve doğrudan.
It's endearing and vulnerable and yet honest and direct.
Susan! Sevimli arkadaşlarına ne ikram etsem?
Susan, what do I do with all your little friends?
Panda mı? Tatlı, sevimli… küçük bir panda?
Vicious little panda. A sweet, cuddly, A panda?
Seni şu büyük ağabeylerinden biri zannettim. Sevimli dinozor.
Thought you were one of your big brothers. Nice dinosaur.
Ben onu oldukça sevimli ve değişimini ise önemli görüyorum.
I find him quite likeable and his change rather significant.
Tom çok sevimli bir adam.
Tom is a very likable fellow.
Ne kadar sevimli! Köpekleri sevdiğini bilmiyordum!
I didn't know you liked dogs. What a cutie!
Hatta sevimli. Sadece kazanmak istedim.
I just wanted to win. Endearing, even.
Amerikanın en sevimli çifti ani bir dönüş yaptı
America's most loveable couple has turned off the Strip
Bir Tutam O Agnes'' den daha sevimli bir şeye ihtiyacım vardı.
I needed something catchier than"A Little Bit O Agnes.
Sevimli, saf ve olgunlaşmamış olarak tasvir edilir.
He is described as colorful, outspoken and likeable.
Results: 5008, Time: 0.0397

Top dictionary queries

Turkish - English