SEVIMLI BIR ÇOCUK in English translation

cute kid
şirin çocuk
tatlı çocuk
sevimli çocuk
cici çocuk
zeki çocuk
sevimli bir yumurcaksın
a lovely boy
sevimli bir çocuk
tatlı bir çocuk
güzel bir oğlan
ne hoş çocuk
çok tatlı çocuk
is a cute boy
a sweet kid
tatlı bir çocuk
sevimli bir çocuk
a charming child

Examples of using Sevimli bir çocuk in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bana sevimli bir çocuk olduğum söylendi.
I'm told I was a cute kid.
Tanrım, ne sevimli bir çocuk.
Oh God, what a charming little boy.
Şimdi bakma ama gerçekten çok sevimli bir çocuk bana bakıyor.
Don't look now but there's a really cute boy staring at me.
Bir çiçekçide çalışan sevimli bir çocuk.
He's a sweet boy who works in a flower shop.
Bence Glenn bir çocuk, sevimli bir çocuk.
It's just that I think Glenn is a boy, a cute boy.
Bildiğiniz gibi Harriet daima neşeli ve sevimli bir çocuk olmuştur.
As you know, Harriet has always been a bright and lovely child.
onu tekrar aramalısın, o sevimli bir çocuk.
you should call him back. he's a lovely boy.
Dediğim gibi, sevimli bir çocuk.
Like I said, she's a cute kid.
Sevimli bir isim sevimli bir çocuk.
A pretty name for a pretty boy.
Ve kralla birlikte olmanın bazı avantajları var. Charles sevimli bir çocuk.
And being with the king has its perks. Charles is a lovely boy.
Memnun oldum. Oscar sevimli bir çocuk.
I'm Sam, pleased to meet you. Oscar's a lovely boy.
Dün gece geç saatlerde sevimli bir çocuk bir eve rastlamış
Y'knovv, last night, late at night, a cute kid came by. Knock-knock,
Iyi bir çocukmussunuz Dr. Karev, sevimli bir çocuk, ama iyi bir adam degilsiniz.
You were a good boy, dr. Karev, a good, sweet boy, but you're not a very good man.
Sevimli bir çocuk olduğuma çok kişi katılır ama şu ya da bu nedenden,
I think most people would agree I'm a pretty likeable kid… but for some reason,
davet etti ben de bir akşamüstünü sevimli bir çocuk ve ufak bir ihtiyarla geçirmeye hayır diyemedim.
grandpa's house after school, and i just couldn't turn down an afternoon with a cute boy and a little old man.
Çok sevimli bir çocuksun Martin.
You're a lovely boy, Martin.
Çok sevimli bir çocuksun Martin. Birlikte olabiliriz.
We could be together. You're a lovely boy, Martin.
Çok sevimli… bir çocuk.
A very nice boy.
Çekici, uzun, parlak ve sevimli, bir çocuk arzu ederiz.
Would like an attractive, tall, bright, endearing child.
Sevimli bir çocuksun.
You're a likeable kid.
Results: 65, Time: 0.0391

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English