Examples of using Genç bir çocuk in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Genç bir çocuk, intihar teşebbüsü.
Araba kazası. Genç bir çocuk.
Genç bir çocuk, siyah saçlı,
Böylesine genç bir çocuk için kafan çok kalın.
Genç bir çocuk kaybolmuş gibi.
Genç bir çocuk, anne babası evde yok
Da genç bir çocuk olan Lars OIfen,
Şimdi… Bu kadar parayı genç bir çocuk nereden bulabilir?
Felipe Gomez. Genç bir çocuk.
Genç bir çocuk için kötü değil. Ah.
Sonuçta Alexis bir kız ve, Ashley de genç bir çocuk.
Felipe Gomez. Genç bir çocuk.
Genç bir çocuk için kötü değil. Ah.
İkincisi ise şu anda bize gelmekte olan genç bir çocuk var.
Genç bir çocuk az önce bir bisiklet çaldı.
Birisi geldi, genç bir çocuk.
Bunun yerine, O inanılmaz şekilde zeki olan genç bir çocuk.
Genç bir çocuk kendini ıspatlamaya çalışıyordu.
İlerlemiş nekrotizan fasiit hastası genç bir çocuk.
Aşağı atlamış, o sırada genç bir çocuk arabayla uzaklaşıyormuş.