Examples of using Siz ne derseniz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Siz ne derseniz yapacağım.
Siz ne derseniz deyin, bunun içinde başka bir şey var.
Siz ne derseniz, efendim.
Siz ne derseniz ben onu düşünürüm efendim.
Siz ne derseniz deyin, ama çocuklarımız hiç bir zaman bu toplum tarafından kabul edilmeyecekler.
Siz ne derseniz deyin, her türlü; şekerler çocukların elinde.
Pekala loerdum ve efendim, siz ne derseniz onu yapacağım.
Bu bombacilarla iliskin oldugunu söylersem ne diyeceksin efendim siz ne derseniz yarin gazetelerde yazacak.
Yalnız, çocuklar, bazen akıllarında bir kişi yada Bir hali arkadaş, siz ne derseniz oluştururlar.
Irk ideoloji'' fikrine dayanarak ya da bu bakış açısına siz ne derseniz deyin pek çokları Fransızlardan çok İngilizlere bağlandı.
şimdi aniden Yalee başvuruyor ve siz ne derseniz yapıyor.
Ben gidiyorum. Rufus benim arkadaşım ve siz ne derseniz deyin.
Ben gidiyorum. Rufus benim arkadaşım ve siz ne derseniz deyin.
Ben gidiyorum. Rufus benim arkadaşım ve siz ne derseniz deyin.
Bilgisayarlar siz ne derseniz onu yaparlar, birden bire garip şeyler yapamaya başlamazlar
Şu ilk başta iyi baktığım, sağ kalmıştım. Ve bu hayatta, ya da siz ne derseniz, ve sonra sanki şu oldu… ilk 30 saniyede birini öldürerek.
Bu şeye siz ne derdiniz?
Size ne derdim anımsadınız mı?
Artı, size ne dersem diyeyim.
zorla istediklerini yapan ve açıkçası… arkada bıraktıklarını umursaman bir gruba siz ne derdiniz?