Examples of using Soğuk içecek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ben yapmasam iyi olur. Soğuk içecek?
Ben yapmasam iyi olur. Soğuk içecek?
Sana Akshayın çadırının yanında çerez ve soğuk içecek de getireceğim.
Artık otoyolda soğuk içecek satıyor.
Soğuk içecek?
Soğuk içecek ister misiniz?
Bayan, Çocuklara soğuk içecek ve cips alımı olmayacak mı?
Soğuk içecek değil, ben şarap istiyorum.
Soğuk içecek getirdim.
Soğuk içecek sevmem zaten.- Hayır.
Burada her şey, soğuk içecek var.
Şimdi tek ihtiyacımız olan şey duş, böcek ilacı, soğuk içecek ve ardından masa oyunu için hazırız.
Sinemaya gidince soğuk içecek, sıcak mısır ve canavarsız bir makine odası beklerler.
Birisi masanın üstüne bardağını koymuş, altlık yok, soğuk içecek ve sıcak bir gün.
mikrodalga patlamış mısır yiyorum, ve mini buzdolabından soğuk içecek alıyorum.
Sinemaya gidince soğuk içecek, sıcak mısır…
Pekala, birlikte havuza gidip soğuk içecek alalım… Ben de size işi anlatayım.
Çok sıcak ve çok soğuk içecekler mukus zarlarını kurutuyor.
Soğuk içecekler sizi ferahlatır.
Soğuk içecekler sizi ferahlatır.