Examples of using Sok in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Burnuna sok. Bunu eline al ve.
Taylorı içeri sok.
Çavuş, şu başıbozukları düzene sok. Onbaşı Morgan.
Kıçında'' Buraya Sok'' yazan değildi.
Zavallı Sok bunu zor yoldan öğrendi.
Bob, onu sağ gözüme sok ve sonra değerli hayatın için bekle.
Sen sok onu içeri.
Canımı sıkmaya devam et, sok beni'' gibi.
Bu yüzden, al bu erdemlilik zırvasını da… kıçına sok Christian.
Ellerini içeri sok.
Onbaşı Morgan. Çavuş, şu başıbozukları düzene sok.
O deliğe bir şey sok, tamam mı? Sen?
James Sok ile bağlantın ne?
Şunu kulağına sok.
Gömleğini pantolonuna sok.
Kelebek gibi süzül, arı gibi sok.
Benim koçanla, kendi koçanını al onu içeri sok.
Evet, oraya geri dön ve kafan güven ve destek selalelerine sok.
Bu çocukça analizini kıçına sok.
Onbaşı Morgan. Çavuş, şu başıbozukları düzene sok.