SOKMUŞ in English translation

put
üzerine
üstüne
koyar
koy
koyun
bırak
sok
at
yerleştir
giy
got
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın
stuck
değnek
sadık
dal
baston
sopayı
çubuğu
sopa
kal
sok
yapıştır
stung
gizli
acı
acıtıyor
iğnesi
sok
operasyonunu
sızı
arı
shoved
sok
it
sokacağım
itelim
itip
tık
inserts
giriniz
ekle
yerleştir
takın
tak
sokun
içine
have brought
him into
için onu
onu , diğer herkes gibi seven ve sevilen birisine dönüştüremezdi
onu sekara cehenneme sokacağım
doğru onu izledim lazlo hollyfeld peşinden dolaba girdim
emanuele
emmanuele
sokmuş

Examples of using Sokmuş in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Arkada da götüne kola şişesi sokmuş bir hasta vardı.
With a Coke bottle shoved up his ass. I had a patient in the back.
yılan sokmuş beni.
a serpent stung me.
Sağ elini kar makinesine sokmuş.
Stuck his right hand in the snow blower.
Yılan sokmuş. Ne var?
He's bitten by a snake. Emanuele… What?
Sanki birisi, öyle bir fikir sokmuş gibi kafasına.
It's almost as if somebody put the idea into his idea.
Birisi buz kırıcıyı Bay Voitskinin kulağını kullanarak beynine kadar sokmuş.
Someone shoved an ice pick through mr. Voitski's ear, Into his brain.
Birisi onu rakım odasına sokmuş.
Someone put her in an altitude chamber.
Elise kocanızı hipnoz durumuna sokmuş.
Elise put your husband into a state of hypnosis.
Tahmin et bakalım Fletcherı ihbar etme fikrini Ryanın kafasına kim sokmuş.
Guess who put the idea to report Fletcher to L.A. into Ryan's head?
Aynı dedikoduya göre bu beni güney mafyasına sokmuş.
Same rumors put me in hock to a Southland mob.
Sadece koloniyi gereksiz acılara sokmuş olacaksın.
You will only put the colony through unnecessary pain.
Lord John dedi ki Bonnet, Wilmingtonda bir adamın gözüne hançer sokmuş.
Lord John told me Bonnet put a dagger to a man's eyes in Wilmington.
Markos onları bir mağaraya sokmuş.
Markos put them in a cave.
Kıçına bir şeker sokmuş.
Put a candy bar up his ass.
Yaptığı bir şey onu müstakbel bir katil olarak Odinin radarına sokmuş olmalı.
As a killer in the making. Something must have put her on Odin's radar.
Tony Hannanın sözleri müvekkilimi sıkıntıya sokmuş ve tepki vermesine zorlamıştır.
And they moved him to react. Those words have put my client in an extreme emotional state.
Spangler. Annesini yoğun bakıma sokmuş.
Put his mom in the ICU. Spangler.
Parmağını prize sokmuş gibi oluyorsun.
Like sticking your fingers in an electric socket.
Bu gece seni baya strese sokmuş olmalı?
Is the pressure of the big night getting to you?
Biri iğneyi zorla mı sokmuş?
Somebody forced the needle into him?
Results: 162, Time: 0.0529

Top dictionary queries

Turkish - English