Examples of using Sokmuş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Arkada da götüne kola şişesi sokmuş bir hasta vardı.
yılan sokmuş beni.
Sağ elini kar makinesine sokmuş.
Yılan sokmuş. Ne var?
Sanki birisi, öyle bir fikir sokmuş gibi kafasına.
Birisi buz kırıcıyı Bay Voitskinin kulağını kullanarak beynine kadar sokmuş.
Birisi onu rakım odasına sokmuş.
Elise kocanızı hipnoz durumuna sokmuş.
Tahmin et bakalım Fletcherı ihbar etme fikrini Ryanın kafasına kim sokmuş.
Aynı dedikoduya göre bu beni güney mafyasına sokmuş.
Sadece koloniyi gereksiz acılara sokmuş olacaksın.
Lord John dedi ki Bonnet, Wilmingtonda bir adamın gözüne hançer sokmuş.
Markos onları bir mağaraya sokmuş.
Kıçına bir şeker sokmuş.
Yaptığı bir şey onu müstakbel bir katil olarak Odinin radarına sokmuş olmalı.
Tony Hannanın sözleri müvekkilimi sıkıntıya sokmuş ve tepki vermesine zorlamıştır.
Spangler. Annesini yoğun bakıma sokmuş.
Parmağını prize sokmuş gibi oluyorsun.
Bu gece seni baya strese sokmuş olmalı?
Biri iğneyi zorla mı sokmuş?