Examples of using Sorulara cevap in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kuş konuştuğunda, belki de bazı sorulara cevap bulabiliriz.
Lütfen sadece sorulara cevap verin.
Just answer the questions, please.Ortaklar sorulara cevap verir, Riggs.
Partners answer the question, Riggs.Sorulara cevap ver.
Just answer the questions.Ortaklar sorulara cevap verir.
Partners answer the question.Sorulara cevap veremediğin için mi?
Because you can't answer the question?Lütfen sadece sorulara cevap verin, Bayan OBrien.
Just answer the questions, please, Miss O'Brien.Sorulara cevap bile veremedim. Alacağını biliyorum.
Couldn't even answer the questions. I know you will.Sadece sorulara cevap ver.
Just answer the questions.O halde zavallı Alicein hatırına size yöneltilen sorulara cevap verin.
Well, then, for poor Alice's sake, answer the questions that are put to you.Lütfen sana sormam gereken sorulara cevap ver.
So please, answer the questions that I was told to ask.Önce ateş ediyorlar, sonra da sorulara cevap veriyorlar.
Fire! They shoot first and then answer the questions.Önce ateş ediyorlar, sonra da sorulara cevap veriyorlar.
They shoot first and then answer the questions.- Fire.Lütfen, sadece sorulara cevap verin.
Please, just answer the questions.Sorulara cevap yok. Böyle bir artistik hareketler.
Şu sorulara cevap vererek başlayabiliriz.
And we can start answering the question.Sorulara cevap verirken jürinin gözünün içine bakın.
When you answer questions, look the judges in the eye.Sorulara cevap verecek durumda olmadığımı onlara söylersin.
Sonra sorulara cevap şehir gelen herhangi bir itirazı olacaktır.
Then you will have no objections coming downtown to answer questions.Burada sorulara cevap vermesi gereken sensin.
You're here to answer the questions.
