Examples of using Tapusunu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İngilteredeki yeni evimin tapusunu imzalamak isterim.- Tabii ki.
Kulübü, tapusunu, isim hakkını.
dedeniz tapusunu bu çocuklara vermiş.
Eger bu araziler seninse bana tapusunu göster.
Fakat bu… Sana kredi kartı verdi, bana da evin tapusunu.
Seth topluluğun tapusunu yaktı.
Bu evin ve bahçenin tapusunu.
Resimlerin arkasında bir altın madeninin tapusunu buldular.
Seth komünün tapusunu yaktı.
İstersen suratın morarmadan önce sizin Evin tapusunu ver.
Ama evin tapusunu almış.
Ama evin tapusunu almış.
Ve şimdi lütfen evimin tapusunu alabilir miyim?
Tapusunu tuvalette satıp cebinde 15 bin kârla bir sonraki trenle geri döndü.
Mülkün tapusunu aldığın zamana bakarak olumlu bir sonuç için makul bir beklentimiz var.
Bree, Vali Tryonın verdiği yeni arazi tapusunu konuştunuz mu? Hayır?
Dinle, umarım evin tapusunu getirmişsindir çünkü bu gece sizi paramparça edeceğiz.
Tabii teminat olarak evinizin tapusunu halanızın, ikinci derece kuzeninizin,
Dinle, umarım evin tapusunu getirmişsindir… çünkü bu gece sizi paramparça edeceğiz.- Selam.- Selam.
Bu evin tapusunu onun üzerine geçirdim şirketin Delhideki ofisinde transferimi istedim.