TEŞVIK EDIYOR in English translation

encourages
teşvik
cesaret
teşvik etmek
cesaretlendir
yüreklendir
destekliyorum
promotes
desteklemek
terfi ettirelim
teşvik et
tanıtmak
yükseltiriz
tanıtımına
urging
dürtü
tavsiye
arzusu
isteği
teşvik et
ısrar
çağrısı
teşvik ederim
he's inciting
is fomenting
encouraging
teşvik
cesaret
teşvik etmek
cesaretlendir
yüreklendir
destekliyorum
encourage
teşvik
cesaret
teşvik etmek
cesaretlendir
yüreklendir
destekliyorum
promoting
desteklemek
terfi ettirelim
teşvik et
tanıtmak
yükseltiriz
tanıtımına
urges
dürtü
tavsiye
arzusu
isteği
teşvik et
ısrar
çağrısı
teşvik ederim
instigating
başlatıyor
tahrik et

Examples of using Teşvik ediyor in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ailevi duyguları teşvik ediyor. Başkasına zarar vermek istemeyen bir ailenin.
Because it promotes a sense of family, a family that would never harm one another.
Çünkü bu dürüstlüğe teşvik ediyor. Bayan Bradley dersinizde sunumlar anonim olarak yapılıyor.
Mrs. Bradley, your class submissions are anonymous because that fosters honesty.
Çünkü bu dürüstlüğe teşvik ediyor. Bayan Bradley dersinizde sunumlar anonim olarak yapılıyor.
Because that fosters honesty. Mrs. Bradley, your class submissions are anonymous.
Beni dişlerime teşvik ediyor ve beğeniyorum.
She incites me to my teeth and I like it.
Ama Beth… O daha da teşvik ediyor. Bu kaçınılmaz bir şey.
Beth, she would encourage it. It's inevitable.
Kaderi teşvik ediyor!- Nasıl?
How?! It's tempting fate!
Yatmaya teşvik ediyor. Beni başka kadınlarla.
She encourages me to sleep with other women.
Beni teşvik ediyor.
It encourages me.
Onu atlaması için teşvik mi ediyor?
I-is he coaxing him to jump?
Genel havada açıkça görülen değişim, Yabancı Doğrudan Yatırımı teşvik ediyor.
A perceptible change of climate has stimulated Foreign Direct Investment.
sonra bu takıntı beni teşvik ediyor.
then the obsession fuels me.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı özgür basına karşı şiddeti teşvik ediyor.
The President of the United States is inciting violence against the free press.
Müvekkiliniz geri çekilelim diye hackerları bize saldırmaya teşvik ediyor.
Your client incited hackers to attack us- to get us to back off.
O beni oraya gitmem için teşvik ediyor.
He's encouraging me to go there.
Hayır, katılıma teşvik ediyor.
No, it encourages participation.
Genç yaştaki hamileliği teşvik ediyor.
She's encouraging teen pregnancy.
Bu kitap onları bir sincap gibi parkta uyumaya teşvik ediyor.
This book is encouraging them to sleep in a park like a squirrel.
Yani, sorular fikir alışverişini ve tartışmayı teşvik ediyor.
I mean, questions lead to a give-and-take and stimulate discussion.
Bu endişen, onu yeme bozukluğuna teşvik ediyor.
You're worried that she's encouraging her eating disorder.
Bu zengin şeker içerikli gıda onları bir eş aramaya teşvik ediyor.
This sugar-rich food fuels their search for a mate.
Results: 157, Time: 0.0376

Teşvik ediyor in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English