Examples of using Tehlikeyi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Dediğim gibi… tehlikeyi severim.
Herkesin bu tehlikeyi bilmesinden emin olmam işimin bir parçası.
Tehlikeyi kurtardım!
Tehlikeyi düşünürsek, ben giderim.- Hayır, John!
Hepsi tehlikeyi kabul ettiler.
Evet, tehlikeyi atlattı.
Her ayağı ve her tehlikeyi biliyorum.
Sami, içinde bulunduğu tehlikeyi fark etti.
Sen provada tehlikeyi hissettirdin.
Tehlikeyi anla, Piper.
Müdürün muhtemel tehlikeyi biraz abarttığını düşünüyorum.
Hayır, John. Tehlikeyi düşünürsek, ben giderim!
Hayır, tehlikeyi atlattı.
Bu sana bağlı kalmak demekse bu tehlikeyi almaya gönüllüyüm.
İsimsiz ihbar sayesinde Büyük Tehlikeyi sorgulayabiliriz en azından.
Farkı ne? Kısa yol dört oyuncun için tehlikeyi ikiye katlar?
kampa götürüp tehlikeyi hissettiriyor.
Ada birçok tehlikeyi içinde barındırıyordu.
Demek bütün tehlikeyi ben göğüslüyorum.
Tehlikeyi biliyor.