TEK DÜŞÜNEBILDIĞIM ŞEY in English translation

all i can think about
tek düşünebildiğim
bütün düşünebildiğim
güvenebileceğimi düşündüğüm tek adamın tek düşünebildiğim
tüm düşünebildiğim
tek düşündüğüm şey
aklımdaki tek şey
the only thing that i can think about
tek düşünebildiğim şey
all i can think is
all i could think about
tek düşünebildiğim
bütün düşünebildiğim
güvenebileceğimi düşündüğüm tek adamın tek düşünebildiğim
tüm düşünebildiğim
tek düşündüğüm şey
aklımdaki tek şey

Examples of using Tek düşünebildiğim şey in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Tek düşünebildiğim şey o adamın bana tuzak kurduğuydu.
All I could think was that guy set me up.
Tek düşünebildiğim şey, Kiranın Yotsubaya yardım ediyor olduğu.
I can only conclude that Kira is supporting Yotsuba.
Chad, sana baktığımda… tek düşünebildiğim şey…'' Kral.
King. Chad, when I look at you, all I can think of is.
Chad, sana baktığımda… tek düşünebildiğim şey…'' Kral.
Chad, when I look at you, all I can think of is.
Chad, sana baktığımda… tek düşünebildiğim şey…'' Kral.
Chad, when I look at you, king. all I can think of is.
Tek düşünebildiğim şey… Peter olsa ne yapardı?
All I could think was… what would Peter do?
O an tek düşünebildiğim şey, ne kadar şansımın olduğuydu?
All I could think of was, what are the odds?
Yapacak bir çok işimiz var, ve tek düşünebildiğim şey, sen ve ben ve.
We have so much work to do, and all I can think about is you and me.
Korkum… tek düşünebildiğim şey… herkes ölecek
My fear. All I could think about was that everyone would die,
Lawrenceın teklifi yüzünden aşırı sevinmeliyim ama tek düşünebildiğim şey annemin bana kızı gibi okuması.
I should be overjoyed at lawrence's proposal," but all I can think about"is mother reading to me as a girl.
Onunla sevişirken tek düşünebildiğim şey, senin o tavanı görsen ne kadar seveceğindi.
All I could think about while we were doing it was how much you would love that ceiling.
İşte şimdi, ben öldüğümden bu yana ilk kez oraya gidiyorlardı ve tek düşünebildiğim şey benim de onlarla gitmek istediğimdi.
Now they were heading up there for the first time since I died and all I could think about was that I wanted to go.
Mike elini pantolonuma soktuğunda kendimi bir garip hissetmiştim. Çünkü tek düşünebildiğim şey elinde siğillerdi.
I felt weird when Mike Suby put his hand down my pants,'cause all I could think about were these warts on his hand.
Hasattan beri her gün, uyanık olduğum her an tek düşünebildiğim şey ne kadar korktuğum.
The only thing that I can think about every day, every waking moment since the Reaping, is how afraid I am.
Hasattan beri her gün, uyanık olduğum her an… tek düşünebildiğim şey ne kadakorktuğum.
The only thing that I can think about since the Reaping, is how afraid I am. every day, every waking moment.
Tek düşünebildiğim şey Muirfield, ama onların bu şekilde dikkatleri üzerime çekmek isteyeceklerini sanmıyorum.
The only thing I can think of is Muirfield, but there's no way they would want to draw outside attention to me like this.
Tek düşünebildiğim şey eğer her şey farklı olsaydı durumumun nasıl olacağı.
Well, I was just thinking what all this would mean to me if things had gone differely.
Piknik sepetimdeki kirli tabaklardan çıkan şıngırtılar arasında eve doğru yürürken tek düşünebildiğim şey Juliydi.
As I walked home with the dirty dishes clanking inside my picnic basket all I could think of was Juli.
eski köpek kâseleriyle Evin bahçesinde kalakalmıştım, tek düşünebildiğim şey Ben evsizim.
nail polish and old dog bowls, and all I could think was,"I'm homeless.
Tek düşünebildiğim şey, Aman Tanrım, küçük bir yaşlı İtalyan kadını ateşe verecekler ya da bir çocuk öldürülecektir
All I could think was, Oh my God, they're going to burn up a little old Italian lady
Results: 56, Time: 0.0285

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English