Examples of using Tipteki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bununla beraber, bu tipteki suçlar için adli kanıt elde etmek, bilindiği gibi güçtür.
Lazer ışın, bu tipteki bir argon iyon lazer ya da ayarlanabilir bir boya
Bahsedilen tipteki uçaklar 1973ten beri NASAnın Azaltılmış Yerçekimi Araştırma Programı tarafından kontrol edilmektedir.
Daha ileri yöntembilimsel çalışmalara gereksinim olmakla beraber, bu tipteki çalışmalar, dolaylı olarak uyuşturucu kullanımına bağlı ölümlerin kapsamının ölçülmesine ek olarak,
Boyut sınırına ulaşıldığında öncelikle tercih ettiğiniz tipteki dosyaları silecektir. Eğer bu seçenek sizi
fazla mesailer, minnettarsızlıklar, ama herşeyi göze alarak bu tipteki bir gücü kabul ettikleri için genelinde hepsi iyi çocuklardı.
DNA da 4 tipteki bir nükleotitler zincirinden oluşur:
bir işbirliği anlaşması imzaladı. Anlaşma, Karadağın geçen yıl bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana iki ülke arasında imzalanan bu tipteki ilk anlaşma oldu.
Yaklaşık 128 bin çift taklit'' Puma'' ve'' Adidas'' marka spor ayakkabı, bu ayın başlarında meydana gelen yetkililerin deyimiyle'' Avrupada son on yılın bu tipteki en büyük operasyonunda'', Medgidiadaki bir çimento fabrikasının fırınında yakıldı.
Biraz serseri bir tip olduğunu biliyordum ama bunu yapabileceğini.
Enteresan tiplerle dolu burası.
Ben birçok tipte kumaş satın aldım.
Güneş, tipi, bakireler.
Koşucu tipi var sende.
Bu ailede bu tip şeyler konuşmayız, hiç konuşmadık.
İlginç tiplerle yatıyorsun, ama 50 yaşındaki okul müdiresi mi?
Bu Döncemin tipi nasıl?
Buraya son geldiğimizde Chester burada tipi vardı, hatırladın mı?
Önce Tip ONeill ve Bobby Sandsi geçmen gerek!
Hızın iki ana tipi vardır: gecikme( latency) ve throughput.