Examples of using Tutkuyu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hissetmeyi… Tutkuyu anlamak istiyorum. Anlamak istiyorum.
Şuan da hissettiğim tutkuyu… bir düşünmeye çalış.
Şuan da hissettiğim tutkuyu… bir düşünmeye çalış.
Saygılı tartışma. Tutkuyu seviyorum, ama ne dediğimizi hatırlayın.
Bence daha çok insan İsaya olan sadakatleri için Tutkuyu seyretmeli.
Eğer ne dediğimi anlıyorsan onlar bir çeşit tutkuyu aşındıran faaliyetler.
İçimi saran bu tuhaf tutkuyu tanıyordum.
Ben daha çok'' Russell tutkuyu kenara koy.
Ve sonra da gereken tutkuyu vermelisin, bilirsin.
Büyük bir takıntıya dönüşüp yıkıma sebep olan tutkuyu.
Araştırma sanatı, ayrıntılara bakabilme… ve tutkuyu görebilme yeteneğidir.
Araştırma sanatı, ayrıntılara bakabilme… ve tutkuyu görebilme yeteneğidir.
Araştırma sanatı, ayrıntılara bakabilme ve tutkuyu görebilme yeteneğidir.
Bugün o travmada seni, sergilediğin tutkuyu görünce… Ben onu hissetmeyeli yıllar oldu.
Evet, İnternette'' eğer Tutkuyu sevdiyseniz bu toplantıya gelin'' ilanını gördüm,
Tutkuyu gördüğüm zaman anlarım…
Eğer Tutkuyu izleseydin, cehennemin yahudiler için ayrıldığını bilirdin. Ve İsayı kabul etmeyen diğerleri.
Saldırganların heyecanı ve tutkuyu hissetmesi önemli böylece şiddetin verdiği heyecanı gerçekten tecrübe edebiliyorlar.
Gabriel… tutkuyu anlamalı. Tam vaktinde.
Şimdi ise bu tutkuyu Dünya Cumhuriyetine geri getirirsen olacakları düşün.