UZAKTAYIZ in English translation

away
uzak
çekip
hemen
uzaktan
ayrı
uzaklaş
gitti
kaldı
buradan
bir kenara
far
uzak
ileri
kadar
çok
daha
uzaktan
şimdilik
fazla
mesafe
şimdiye kadar
out from
uzak
dışına çıkmış
çıkıp geldin
dolayı kendinden
kaçarsınız

Examples of using Uzaktayız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ana üsten 40 dakika uzaktayız, efendim.- Ne?
What? Boo! We're about 40 minutes out from home base, sir?
Ana üsten 40 dakika uzaktayız, efendim.- Ne?
What? We're about 40 minutes out from home base, sir?
Ana üsten 40 dakika uzaktayız, efendim.- Ne?
We're about 40 minutes out from home base, sir. Boo! What?
İkimiz de Bahiadan uzaktayız… ve ben vatanımı özledim.
We're both far from Bahia and I'm homesick.
Çok uzaktayız, balıklarımızdan doğan atıklar dağılıyor, konsantre değiller.
We're so far out, the waste from our fish gets distributed, not concentrated.
Şimdi, sahneye çıkmaktan on dakika uzaktayız.
Now, we are ten minutes away from going on stage.
Zhaogeden sadece bir mil uzaktayız.
We are just one mile from Zhaoge.
Sıfır noktasından ne kadar uzaktayız?
When were all the distances at zero?
Marsa gitmek için hala 10 yıl uzaktayız.
We're still about 10 years away from going to Mars.
Bakelden sadece 300 km uzaktayız.
we're only 300km from Bakel.
şu an şehirden çok uzaktayız.
now we're too far away.
Ana yoldan çok uzaktayız.
We're too far from the main road.
Ama kazanın olduğu yerden çok uzaktayız.
We're too far away from the accident. It's here.
Biz iniş noktasından 100 metre uzaktayız.
We are 100 meters far from the landing point.
Jeneratörlere ne kadar uzaktayız?
Distance to power generators?
ya da biz çok uzaktayız.
we're too far away.
Yani kıyıdan uzaktayız.
So far from a shore.
Ve diğer olay yerlerinden de en az 22 km uzaktayız.
We're a good 15 miles away from the other crime scenes.
Üç dakika! Üç buçuk dakika uzaktayız.
Three minutes. We'rethree and a half minutes out.
Yaşanacak halde olmayan bir dünyadan sadece bir nesil uzaktayız. Anlıyorum.
Got it, right. We are literally a generation away from an uninhabitable Earth.
Results: 493, Time: 0.028

Top dictionary queries

Turkish - English