Examples of using Vâris in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Naim cennetlerine vâris olanlardan eyle beni ya Rabbî. 23,10.
Naim cennetlerine vâris olanlardan eyle beni ya Rabbî. 23,10.
Vâris olsaydınız evet.
Vâris ihtiyacımız konusunda… bize çok iyi hizmet ettiniz.
Vâris, 28 kez bıçaklandı.
Böylece oralara İsrailoğullarını vâris kıldık.
Downtonı kurtarmanın bedeli, Matthew Crawleyi vâris olarak kabul etmek.
Ben de vâris eşiyim Atalarımı onurlandırırım.
Prens Tadanaganın vâris olmasını istiyorlardı.
O dediklerine biz vâris olacağız. Kendisi bir başına bize gelecek.
En büyük oğluydunuz ve vâris siz olmalıydınız.
Leydi Maryyi vâris sanıyordum.
Guatemala hükûmeti bu mülk için yıllardır vâris arıyor.
Guatemala hükûmeti bu mülk için yıllardır vâris arıyor.
Kendilerinden sonra oralarda pek az oturuldu. Bütün onlara Biz vâris olduk hepsi geçti.
Harry ve Ron, Noel günü Malfoyun vâris olmadığını öğrenirler ancak Malfoy, elli yıl önce Sırlar Odasının açıldığını ve bir kızın öldüğünü anlatır.
Onların arazilerine, yurtlarına, mallarına, hatta sizin ayak bile basmadığınız topraklara sizi vâris yaptı. Allah her şeye kadirdir.
Süleyman Davuda vâris oldu ve“ Ey insanlar,
Ama eğer vâris bensem Tanrı şahidimdir ki bir daha asla soğuk suyla duş almayacağım!
Onların arazilerine, yurtlarına, mallarına, hatta sizin ayak bile basmadığınız topraklara sizi vâris yaptı.