INHERIT in Turkish translation

[in'herit]
[in'herit]
miras
legacy
inheritance
heritage
inherit
estate
heir
varis
heir
inherit
beneficiary
successor
am an heiress
mirası
meera
mera
kalıt
inherit
legacy
varis olsun
mirasçı
legacy
inheritance
heritage
inherit
estate
heir
varisi
heir
inherit
beneficiary
successor
am an heiress
vâris
heir
inherit
beneficiary
successor
am an heiress
mirasçılar
legacy
inheritance
heritage
inherit
estate
heir
mirasının
meera
mera

Examples of using Inherit in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
the wicked shall inherit the Earth.
dünyanın varisi olacak. Gabriel.
And the wicked shall inherit the Earth. Figures. Gabriel.
Ve günahkâr, Gabriel. dünyanın varisi olacak. Sayılar.
And the wicked shall inherit the Earth. Figures. Gabriel.
Sayılar. Ve günahkâr, dünyanın varisi olacak. Gabriel.
And the wicked shall inherit the Earth. Gabriel. Figures.
Sayılar. Ve günahkâr, dünyanın varisi olacak. Gabriel.
And the wicked shall inherit the Earth. Figures. Gabriel.
Gabriel. Ve günahkâr, dünyanın varisi olacak. Sayılar.
the wicked shall inherit the Earth.
dünyanın varisi olacak. Sayılar.
the wicked shall inherit the Earth.
dünyanın varisi olacak.
And the wicked shall inherit the Earth. Gabriel. Figures.
Ve günahkâr, Gabriel. dünyanın varisi olacak. Sayılar.
Inherit the flesh!
Etin varisi ol!
To be sure that I would inherit Weibo.
Weibo mirasına konabileceğimden emin olmak için beni kabul etti.
They inherit them.
Onları mirasta alırlar.
A style cannot inherit from itself.
Bir tarz kendisinden kalıtım edinemez.
Anyone who criminally causes someone's death can't inherit from that person.
Kim birisini kasten öldürürse, o kişinin mirasına konamaz.
You inherit all your mom's life insurance!
Annenin tüm hayat sigortası senin mirasın.
Make me inherit the bountiful Paradise.
Beni, nimetlerle dolu cennetin mirasçılarından kıl.
I was hoping that someday my own children might inherit that joy.
Umuyorum ki bir gün benim de çocuklarım bu mirastan faydalanabilir.
That's what normal people inherit.
Bu normal insanların mirasları.
We made the children of Israel inherit the Book.
İsrailoğullarını kitaba varis kıldık.
And the wicked shall inherit the Earth. Gabriel. Figures.
Dünyanın varisi olacak. Ve günahkâr, Sayılar. Gabriel.
made the Children of Israel inherit the Scripture.
İsrailoğullarını kitaba varis kıldık.
Results: 241, Time: 0.0775

Top dictionary queries

English - Turkish