MIRASTAN in English translation

inheritance
miras
veraset
mirası
kalıtım
pay
legacy
miras
mirası
vasiyetimi
kalıtı
miraz

Examples of using Mirastan in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Mirastan para kaldığını sanıyordur belki.
Maybe she thinks there's money to inherit.
Bay Woody, anlıyorsunuz ki avukat mirastan kimi çıkaracağınızı bilmek istiyor.
Mr. Woody, you understand the lawyer knows who to take out of the will.
Simonın babası Frank Crowleyi ziyaret edip ücretini mirastan alıyormuşsun sanırım?
You were visiting Frank Crowley, Simon's dad, and billing the estate,?
Gidin ve Bo Goldenroda söyleyin, mirastan bir kuruş bile alamayacak.
Tell Bo Goldenrod that he won't get one penny of the inheritance.
Bir gün, küçük oğlu mirastan kendine düşen payı istemiş.
One day, the younger son asks for his part of the inheritance.
O zaman onu arayıp mirastan vazgeçtiğimizi söyleyelim.
Then we will call him and tell him we give up our inheritance.
Umuyorum ki bir gün benim de çocuklarım bu mirastan faydalanabilir.
I was hoping that someday my own children might inherit that joy.
Yani evlat hakkından bahsediyorsun mirastan, bakış açın bu, değil mi?
So you're talking birthrights… inheritance, that's your angle, is it?
Ben de sana bu korkunç mirastan kurtulman için verebileceğimi verdim. Ve eninde sonunda seni de içine çekeceğini biliyordum.
So I did what I could to give you a chance to be free of that awful legacy. And I knew that eventually it would pull you in, too.
Biliyordum, bu yüzden ben de sana o korkunç mirastan kurtulabilmenin şansını vermek için elimden geleni yaptım. Ve sonunda seni de çekeceğini.
So I did what I could to give you it would pull you in, too, And I knew that eventually a chance to be free of that awful legacy.
Biliyordum, bu yüzden ben de sana o korkunç mirastan kurtulabilmenin şansını vermek için elimden geleni yaptım. Ve sonunda seni de çekeceğini.
So I did what I could to give you a chance to be free of that awful legacy. And I knew that eventually it would pull you in, too.
Ben de sana bu korkunç mirastan kurtulman için verebileceğimi verdim.
A chance to be free of that awful legacy. it would pull you in,
içine çekeceğini biliyordum, ben de sana bu korkunç mirastan kurtulman için verebileceğimi verdim.
a chance to be free of that awful legacy. so I did what I could to give you And I knew that eventually.
üçte ikisi… mirastan, dul ve aptal çocuğunun faizine eklenen faizden gelir.
two thirds from inheritance, interest on interest accumulating to widows and idiot sons, and what I do.
İstenen tek şey, siz öldükten sonra… kızınızın 5,000 sterlinlik mirastan eşit pay almasını garanti etmeniz.- Okumaya devam et.
All that is required is to assure your daughter her equal share of the 5,000 pounds she will inherit,- Read on.
ilk yasal mirasçısı Park Tae Junun… mirastan vazgeçmek için imza attığı doğrulandı.
Dong Jae's first-in-line inheritor Park Tae Jun, has signed to relinquish his inheritance.
Taht üzerine hak iddia edebilecek olası bir diğer aday olan ve 7 yılında Augustus tarafından sürgüne gönderilen Postumus Agrippanın cezası senato tarafından kalıcı hale getirildi ve Augustus tarafından resmi olarak mirastan reddedildi.
The only other possible claimant as heir was Postumus Agrippa, who had been exiled by Augustus in AD 7, his banishment made permanent by senatorial decree, and Augustus officially disowned him.
üçte ikisi mirastan,… ve gayrimenkul spekülasyonu.
two thirds from inheritance, interest on interest accumulating to widows
Mirastan bahsediyorum.
This is about legacy.
Mirastan pay alamazlar.
They shall inherit nothing.
Results: 9425, Time: 0.0286

Top dictionary queries

Turkish - English