Examples of using Vicdanını in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sonunda, Gordon hikâyeden daha önemli bir şey keşfetti. Vicdanını.
İmkansız aşkın olmamı istiyorsun vicdanını temize çıkarmak adına.
Bir insan, en iyi rehber olarak vicdanını tayin etmelidir.
Belki de dünyanın vicdanını sarsacak.
Görünüşe göre birisi vicdanını geliştirmiş.
Onun sahip olmadığı vicdanını temsil ediyordu.
Bunun içinde de kralın vicdanını yakalıyoruz.
Çocuklu birini kovduğun için, vicdanını rahatlatmaya çalışıyorsun.
Parayı gönder, hayır işini yap, ama vicdanını rahatlatmak için Afrikada Tanrının unuttuğu bir deliğe gitme.
Ve vicdanını rahatlatmak İçin üzgün olduğunu söyleme. Tıpkı yolun kenarına İşediğin gibi.
Zengin doğmanın vicdanını dindirmek için bölge savcısı olarak kendini suçsuz ve ezilen insanlara savunmaya adadın
Vicdanını rahatlatacaksa buna kaza de, ama Keira hatanın bedelini canıyla ödüyor.
Vicdanını rahatlatacaksa buna kaza de, ama Keira hatanın bedelini canıyla ödüyor.
Daha önce hiç vicdanını rahatsız etti mi? Tüm ilişkimizin, yalanının üzerine kurulu olması?
Vicdanını dinlemek yerine bir adamın öcünden korkarsan fani canın ne işe yarar ki?
Vicdanını dinlemek yerine bir adamın öcünden korkarsan fani canın ne işe yarar ki?
Konu Alan, vicdanını rahatlatmak için seni seven bir kadına için dökmek kolay değildir.
Yani al yirmi dolarını ve vicdanını bir şişe cinin içinde boğ,
İçki içmen, burada birbirimize yaptıklarımız konusunda vicdanını rahatlatmana yardımcı oluyor mu?
Geçmiş için nafile pişmanlıklar, vicdanını yakan suçlamalar, ona iğne batması gibi bir acı veriyordu.