VICDANINI in English translation

your conscience
vicdanın
your guilt
suçunu
suçluluk duygusu
senin suçun
senin suçluluğun
suçluluk duygun
vicdanını
pişmanlığının seni
sizin suçlu olduğunuzu
suçluluk hissini
your soul
ruh
senin canını

Examples of using Vicdanını in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sonunda, Gordon hikâyeden daha önemli bir şey keşfetti. Vicdanını.
I guess in the end found something more important than a story… a conscience.
İmkansız aşkın olmamı istiyorsun vicdanını temize çıkarmak adına.
You want me to be your impossible love to justify yourself somehow.
Bir insan, en iyi rehber olarak vicdanını tayin etmelidir.
BUT A MAN SHOULD LET HIS CONSCIENCE BE HIS BEST GUIDE.
Belki de dünyanın vicdanını sarsacak.
Perhaps it will shake the conscience of the world.
Görünüşe göre birisi vicdanını geliştirmiş.
Apparently one of them developed a conscience.
Onun sahip olmadığı vicdanını temsil ediyordu.
He represented the conscience she didn't have.
Bunun içinde de kralın vicdanını yakalıyoruz.
Wherein we will catch the conscience of the king.
Çocuklu birini kovduğun için, vicdanını rahatlatmaya çalışıyorsun.
You're trying not to feel guilty about firing someone with 3 kids.
Parayı gönder, hayır işini yap, ama vicdanını rahatlatmak için Afrikada Tanrının unuttuğu bir deliğe gitme.
Then send the money, do charitable work, whatever, but don't go roaring off to some godforsaken hole in Africa just to salve your conscience.
Ve vicdanını rahatlatmak İçin üzgün olduğunu söyleme. Tıpkı yolun kenarına İşediğin gibi.
And don't say sorry to relieve your conscience, like you would piss on the side of the road.
Zengin doğmanın vicdanını dindirmek için bölge savcısı olarak kendini suçsuz ve ezilen insanlara savunmaya adadın
To appease your conscience for being born into wealth and because you knew your father would disapprove. As da,
Vicdanını rahatlatacaksa buna kaza de, ama Keira hatanın bedelini canıyla ödüyor.
Call it an accident for your mistake. if it eases your conscience, but Keira is paying with her life.
Vicdanını rahatlatacaksa buna kaza de, ama Keira hatanın bedelini canıyla ödüyor.
For your mistake. but Keira is paying with her life- Call it an accident if it eases your conscience.
Daha önce hiç vicdanını rahatsız etti mi? Tüm ilişkimizin, yalanının üzerine kurulu olması?
Has it ever once bothered your conscience that our entire relationship is based on your lie?
Vicdanını dinlemek yerine bir adamın öcünden korkarsan fani canın ne işe yarar ki?
What use is your mortal life if you disobey your conscience for fear of man's vengeance?
Vicdanını dinlemek yerine bir adamın öcünden korkarsan fani canın ne işe yarar ki?
For fear of man's vengeance? What use is your mortal life if you disobey your conscience.
Konu Alan, vicdanını rahatlatmak için seni seven bir kadına için dökmek kolay değildir.
My point, Alan, is, it is not fair to ease your conscience by dumping your sins on the woman you love.
Yani al yirmi dolarını ve vicdanını bir şişe cinin içinde boğ,
So take your $20 and drown your conscience in a bottle of gin,
İçki içmen, burada birbirimize yaptıklarımız konusunda vicdanını rahatlatmana yardımcı oluyor mu?
Does drinking help to relieve your conscience about what it is we're doing here with each other?
Geçmiş için nafile pişmanlıklar, vicdanını yakan suçlamalar, ona iğne batması gibi bir acı veriyordu.
Fruitless regrets for the past, burning reproaches of conscience went through him like stings.
Results: 154, Time: 0.0378

Top dictionary queries

Turkish - English