Examples of using Conscience in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
To clear my conscience and I went up to see him and his wife.
His conscience.
According to legend, it developed a conscience.
You have no conscience at all, but you still care so much for your mom.
I just don't have money. I have a conscience.
Sadece param yok. Vicdanım var.Here, they have social conscience.
Burada insanlarda toplum bilinci vardır.It developed a conscience. According to legend.
Efsaneye göre… bir bilinç geliştirmiş.Well, frankly, I don't care about your conscience.
Doğrusu senin vicdanın beni ilgilendirmiyor.Even if I have no money, I have a conscience.
Param olmasa bile vicdanım var.That voice, you can call it God, you can call it conscience.
O sese Tanrının sesi diyebilirsiniz vicdanın sesi de diyebilirsiniz.I know you have a conscience because you're an inventor, like me.
Senin de benim gibi mucit olduğun için vicdanın olduğunu biliyorum.And a conscience. Whatever you do now, you're gonna have to live with.
Artık yaptığın şeylerin sonuçlarıyla yaşayacaksın. Ve vicdanın var.Don't you have a conscience?
It has something to do with conscience.
Bunun vicdanla bir ilgisi var.I must speak to the conscience of the killer.
Katilin vicdanıyla konuşmalıyım.Perhaps they're nothing more than a manifestation of my conscience.
Belki de Liber8, benim vicdanımın tezahüründen başka bir şey değildir.Try to tell her that my conscience is killing me.
Vicdanımın beni öldürdüğünü söylemeyi dene.I'm not the judge of your conscience.
You're a man of conscience, Jim.
But suddenly you get a conscience because you know one personally.
Ama birdenbire vicdanlı oldun çünkü birini bizzat tanıyorsun.
