WITH A CLEAR CONSCIENCE in Turkish translation

[wið ə kliər 'kɒnʃəns]
[wið ə kliər 'kɒnʃəns]
temiz bir vicdanla
clear conscience
clean conscience
vicdanın rahat
açık bir şuurla
net bir vicdanla
temiz bir vicdan
clear conscience
clean conscience
temiz bir vicdanlar
clear conscience
clean conscience
vicdanım rahat
açık bir vicdanla

Examples of using With a clear conscience in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Here we have six Articles we may adhere to with a clear conscience.
Temiz vicdanımız ile bağlı kalacağımız altı tane şartımız var.
I wanna forge ahead with a clear conscience.
Vicdanımı rahatlatıp, devam etmek istedim.
With a clear conscience. That's how I feel.
Vicdanım temiz. Öyle hissediyorum.
Now I can move in with Jackson with a clear conscience.
Artık, Jacksonun yanına temiz bir vicdanla taşınabilirim.
We talk, eat, sleep, and do it all with a clear conscience!
Konuşuyoruz, yiyiyoruz, uyuyoruz ve bunları açık bir bilinçle yapıyoruz!
And we can do it with a clear conscience because we both know none of this would have happened if not for her.
Bunu, temiz bir vicdanla yapabiliriz. Çünkü, bunun olmadığını ikimizde biliyoruz. Onun için öyle olmadı.
then you sleep with a clear conscience. And if I'm guilty, which I'm obviously not.
açıkça belli değilim, ve sonra net bir vicdanla uyuyorsun.
Protect a man who is causing so much pain in the world? Yeah, but how can I, with a clear conscience.
Evet, ama açık bir vicdanla nasıl dünyada bu kadar acı çeken bir adamı korumak mı?
In this moment, you have the opportunity to enter into that moment with a clear conscience.
Tam o anda temiz bir vicdan ile o anı yaşama fırsatın olacak.
Then at least I can address my God with a clear conscience and an honest soul.
Sonrasında en azından Tanrıma, temiz bir vicdan ve dürüst bir ruhla uzanırım.
We must be able to grasp the world and reality so we can complain of their monotony with a clear conscience.
Hayatın gerçeklerini iyice kavrayabilmeliyiz ki,… vicdanımız rahat bir şekilde onların tekdüzeliklerinden şikâyet edebilelim.
So we can complain of their monotony with a clear conscience. We must be able to grasp the world and reality.
Hayatın gerçeklerini iyice kavrayabilmeliyiz ki, vicdanımız rahat bir şekilde onların tekdüzeliklerinden şikâyet edebilelim.
Thirdly, advantages gained through war crimes must be annulled and competent state institutions must be established if the international community is to withdraw with a clear conscience.
Üçüncü olarak da, uluslararası topluluk vicdanı temiz şekilde ayrılmak istiyorsa, savaş suçları yoluyla elde edilen avantajlar sıfırlanmalı ve yetkin devlet kurumları oluşturulmalıdır.
No one in here has any right to offer her a drink with a clear conscience. What?
Ne? Buradaki hiç kimse… onun için su dökecek kadar temiz vicdanlı değil.
Because their sins prevent them from ever becoming honest citizens again, because they have lost the chance for ever to live freely with a clear conscience under the protection of the law,
Çünkü günahları dürüst birer vatandaş olmalarını engelliyor. Vicdan rahatlığıyla, özgür,
I am leaving with a clear conscience," said Jadranko Prlic before boarding a commercial flight from Zagreb to Amsterdam."I have no reason to prove my innocence-- it is up to the court to prove my guilt.
Zagrebden Amsterdama yapacağı tarifeli yolculuk öncesinde'' Net bir bilinçle gidiyorum,'' diyen Jadranko Prliç şöyle devam etti:'' Suçsuzluğumu kanıtlamak için hiçbir nedenim yok-- suçumu kanıtlamak mahkemeye kalmış.
You can leave with a clear conscience.
Burayı gönül rahatlığıyla terk edebilirsin.
I can fight with a clear conscience now.
Şimdi gönül rahatlığıyla dövüşebilirim.
And with a clear conscience, find someone else.
Ve gönül rahatlığıyla başkasını bulabilmek için.
And find someone else, with a clear conscience.
Ve gönül rahatlığıyla başkasını bulabilmek için.
Results: 94, Time: 0.06

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish