YÜRÜTMEK IÇIN in English translation

to run
koşmaya
kaçmaya
yönetmeye
yürütmeye
çalıştırmak için
işletmek
aday
kaçacak
koşarak
idare etmek
to conduct
yapmak
yürütmek
yönetmek için
gerçekleştirmek için
yürütecek
to make
yapmak
sağlamaya
daha
kazanmak
edinmek
kılmak için
yaratmak
göstermeye
to carry out
yürütmek için
dışarı taşıyacak
taşımak için
devam etti
work
çalışmak
çalışıyorum
çalışır
işe

Examples of using Yürütmek için in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hey. Bir işletmeyi yürütmek için tavır takınmamalısın.
You shouldn't have an attitude to run a business. Hey.
Hey. Bir işletmeyi yürütmek için tavır takınmamalısın.
Hey. You shouldn't have an attitude to run a business.
Şarkı söylemek için mi? Hayır, ordunun gizli operasyonlarını yürütmek için.
No, to run military dark ops. To sing?
Hak etmedin. CAyi yürütmek için yeterli değildin.
You didn't deserve it. You were never qualified to run CA.
Robinin kirli işlerini yürütmek için Sherwood ormanı vardı.
Robin had sherwood forest to do all his dirty work in.
Bierkonun sorgusunu yürütmek için… 30 dakika önce buraya gelmesi gerekiyordu.
He was due back here 30 minutes ago to lead the Bierko interrogation.
Travma laboratuarını hazırlayıp işi düzgün yürütmek için bana bir yardımcı lazım.
I need someone to help me set up the trauma lab, to keep things running smoothly.
Gizli operasyonları yürütmek için bu yasal yetkiye sahipmi?
Did it have the legal authority to carry out covert operations?
Hayatınızı yürütmek için.
Moving on with your life.
Paulie Pennies davasını yürütmek için ısrar etmesine ne demeli?
And what's with him insisting on running point in the Paulie Pennies case?
Gerçekten güzel bir dini yürütmek için ihtiyacınız olan tek şey budur.
That's all you need to run a really good religion.
Uyuşturucu imparatorluğunu yürütmek için yardıma ihtiyacı vardı… değil mi?
He must have needed help running that drug empire of his, no?
Bu görevi yürütmek için onu en nitelikli kişi olduğunu düşünüyorum.
I believe he is the most qualified person to lead this mission.
Bu işi kampüste yürütmek için anahtarın benim.
I'm your key to moving this shit on campus.
Tüm bu şeyi yürütmek için biraz boşluğa ihtiyacım vardı.
Just needed some space to process this whole thing.
Onun spor salonunu yürütmek için elimde ne varsa harcadım.
I spent everything I had to carry on with his gym.
Bunu yürütmek için.- Ne için?.
To steal this… what is this?
Bu aileyi yürütmek için yapmam gerekeni yapıyordum.
I was just doing what I need to do to lead this family.
Babanla işlerini yürütmek için ispiyonlama yap.
Call it a perk for running errands with your dad.
Olduğunu Ben yürütmek için gidiyorum dışarı buraya adresinin sorgulama.
My name is H. I'm going to be conducting your interrogation from here on out.
Results: 146, Time: 0.0518

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English