YAŞAMANIN in English translation

living
yaşamak
canlı
yaşa
yaşayan
yaşar
hayatta
life
hayat
yaşam
can
ömür
to survive
hayatta kalmak
yaşamak
kurtulmak
sağ
hayatta kalan
ayakta kalmak
sağ kalmak için
hayatta kalınacağını
yaşayabilmek için
alive
canlı
sağ
diri
hayatta
yaşıyor
of living
yaşam
hayat
yaşayan
geçim
canlılar
live
yaşamak
canlı
yaşa
yaşayan
yaşar
hayatta
lived
yaşamak
canlı
yaşa
yaşayan
yaşar
hayatta

Examples of using Yaşamanın in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bütün heycan ve ışıltısına rağmen, büyük şehirde yaşamanın dezavantajları da vardır.
For all the excitement and glamour, life in the big city does have its downside.
Ve benliğinin yarısını saklamak zorunda olduğun bir yerde yaşamanın ne olduğunu.
And live in a place where you have to hide half of who you are.
Her zaman bu şatoda yaşamanın hayalini kurardım.
I ALWAYS DREAMED OF LIVING IN THIS CASTLE.
İşte bu yolculuk bize yaşamanın anlamını veriyor.
It's the journey that gives our lives meaning.
Sence, pişmanlıkla yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor muyum?
You think I don't know what living with regret is like? Hmm?
Yönetim bu kadar insanla yaşamanın zor olabileceğinin gayet bilincindedir.
MCC realizes it can be challenging living with this many people.
Artık yaşamanın bir anlamı olmadığına karar verdin değil mi?
Decided that, life wasn't worth living anymore, was it?
Yaşamanın ne manası kalır ki o zaman?
What's the point of life then?
Bu yüzden sıradan birisi gibi yaşamanın kötü olmadığını size göstermek istiyorum.
So I wanted to show you it's not so bad living like a regular guy.
Ait olmadığın bir yerde yaşamanın ne demek olduğunu bilemezsin.
You have no idea what it's like to live in a place where you totally don't belong.
Babanla yaşamanın güvenli olduğunu hissediyor musun? Sahte.
Do you feel safe living with your dad? False.
Seninle yaşamanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
Do you have any idea how hard it is living with you?
Babanla yaşamanın güvenli olduğunu hissediyor musun? Sahte?
False.- Do you feel safe living with your dad?
Üst kattaki boş odayla yaşamanın çok zor olduğunu söylüyor.
She says it's… too hard to live with the empty room upstairs.
Sağlıklı yaşamanın ne olduğunu biliyorum.
I know what healthy living is.
Yaşamanın anlamı mı?
The meaning of being alive?
Oğluma yaşadıklarımızı tekrar etmek yerine yaşamanın yeni yollarını öğret. En üstün mutluluk.
Teach my son new ways of living, Supreme happiness.
Yaşamanın anlamını mı arıyorsun?
So you want meaning in life?
Buranın dışında yaşamanın ne olduğunu bilir misin?
You don't know what it's like livin' out here?
Geride bıraktıklarımızın kalplerinde yaşamanın en iyi yolu ölmemektir.
To live in hearts we leave behind is not to die.
Results: 1226, Time: 0.0487

Top dictionary queries

Turkish - English