YAŞLI KADINLAR in English translation

old women
yaşlı kadın
yaşlı kadını
ihtiyar kadın
kocakarı
yasli bir kadin
acuze bir kadın
ihtiyar kadını
old ladies
yaşlı kadın
yaşlı bayan
yaşlı kadını
yaşlı hanım
i̇htiyar kadın
yaşlı hanımı
yaşiı bir kadın
yaşlı hanımefendi
elderly women
yaşlı bir kadın
yaşlı bir kadına
old wives
eski eş
eski karısına
yaşlı bir zevce
older women
yaşlı kadın
yaşlı kadını
ihtiyar kadın
kocakarı
yasli bir kadin
acuze bir kadın
ihtiyar kadını
old lady
yaşlı kadın
yaşlı bayan
yaşlı kadını
yaşlı hanım
i̇htiyar kadın
yaşlı hanımı
yaşiı bir kadın
yaşlı hanımefendi
old woman
yaşlı kadın
yaşlı kadını
ihtiyar kadın
kocakarı
yasli bir kadin
acuze bir kadın
ihtiyar kadını
older ladies
yaşlı kadın
yaşlı bayan
yaşlı kadını
yaşlı hanım
i̇htiyar kadın
yaşlı hanımı
yaşiı bir kadın
yaşlı hanımefendi
older woman
yaşlı kadın
yaşlı kadını
ihtiyar kadın
kocakarı
yasli bir kadin
acuze bir kadın
ihtiyar kadını
old biddy
yaşlı kadınlar
tek satır bile yazmayan hayata küsmüş bir kocakarı olacağınızı
yaşlı tavuk
dedikoducu ihtiyarlar

Examples of using Yaşlı kadınlar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yaşlı kadınlar gibi konuşuyorsun.
You sound like a old lady.
Ve yaşlı kadınlar.
And older ladies.
Bütün yaşlı kadınlar bunu genç görünmek için yapıyor.
All the older women are doing it to look younger.
Aptal tehlike. Yaşlı kadınlar gibi sürüyorsun.
You drive like an old woman. Stupid peril.
Kızlar saat 7 oldu'' Yaşlı Erkekler ve Daha Yaşlı Kadınlar'' a çevirelim.
It's time to switch to Old Man, Older Woman.
Niye yaşlı kadınlar gibi yazıyorsun?
Why are you texting like an old lady?
İstediğin ne, yaşlı kadınlar mı, şeker mi?
What do you want, the older ladies or the candy?
Özellikle yaşlı kadınlar için tasarlanmış vibratörler üretiyoruz.
We make vibrators specifically designed for older women.
Yaşlı kadınlar gibi konuşuyorsun.
You sound like an old woman.
Yaşlı kadınlar.
The older ladies.
Tabi Donna orda yaşlı kadınlar kalsın istiyor.
It's just that Donna wants an old lady in there.
Yaşlı kadınlar beni sever.
Older women tend to like me.
Ama benim inancıma göre tüm yaşlı kadınlar gibi tahtalı köy postalandı.
But it is my belief as how they done the old woman in.
Yaşlı kadınlar dükkanlarında alışveriş yapmak istemiyorum.
I don't want to shop at old lady stores.
Yaşlı kadınlar daha tecrübelidir.
Older women have more experience.
Yaşlı kadınlar gibisin.
You're like an old woman.
Karşıya geçecek yaşlı kadınlar bile yardım istemez benden.
I have never even had an old lady ask me to help her cross the street.
Erkek önce ölür, sonra bu yaşlı kadınlar yanlız kalır- Olay şu.
Men die first, and these older women are alone- it's a thing.
Yaşlı kadınlar gibisin!
Like an old lady!
Erkek önce ölür, sonra bu yaşlı kadınlar yanlız kalır- Olay şu.
It's a thing. Men die first, and these older women are alone.
Results: 328, Time: 0.0559

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English