YAKLAŞTIKÇA in English translation

approaches
yaklaşım
yaklaşın
yaklaş
closer
yakın
yakınlarda
yakin
kapalı
samimi
kapat
kapatın
yaklaştın
yakınız
closer you get
draws nearer
yaklaş
nears
yakın
yakınlarda
yaklaştı
approached
yaklaşım
yaklaşın
yaklaş
approach
yaklaşım
yaklaşın
yaklaş
close
yakın
yakınlarda
yakin
kapalı
samimi
kapat
kapatın
yaklaştın
yakınız
approaching
yaklaşım
yaklaşın
yaklaş
drew near
yaklaş
draws near
yaklaş

Examples of using Yaklaştıkça in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sovyet füze gemisi Kübaya yaklaştıkça, gerilim artıyor.
Nears Cuba. Tensions mount as the Soviet missile ship.
Annemi kaybetmekten korkuyorum. Ve şimdi Jamieyi bulmaya yaklaştıkça.
I'm afraid of losing her. And now the closer we get to finding him.
Kıyamet yaklaştıkça yaklaşmıştır..
The Approaching Day has approached..
Aegon yaklaştıkça Harrenın nehir lordları Tully Hanesinin idaresinde ayaklandı.
Harren's riverlords revolted, led by House Tully. At Aegon's approach.
Osmanlı savaş gemileri yaklaştıkça, mahsur kalan Ceneviz filosunun vakti daralır.
Time is running out on the stranded Genoese fleet, as the Ottoman warships close in.
Yaklaştıkça, daha fazla baktıkça… hepsi.
All of them. Closer you get, the more you look.
Ben sadece Jane için bir çare bulmaya yaklaştıkça bulduk.
I think we just got closer to finding a cure for Jane.
Kıbrısı Birleştirme Referandumu Yaklaştıkça Baskı Artıyor.
Pressure Grows as Cyprus Reunification Vote Nears.
Dönüş zamanınız yaklaştıkça, panik, insanları iyice pençesine aldı.
Panic gripped the people as the time of your return drew near.
Transistörler atom boyuna yaklaştıkça Moore Yasası da.
With transistors approaching single-atom width, Moore's law is only relevant for.
Güneşe yaklaştıkça, sıcak bir şekilde yanıyordu.
Close to the Sun, it was burning hot.
Pazar koşulları ABdekilere yaklaştıkça, yerli firmalar açısından rekabet daha da sert hale geliyor.
As market conditions approach those of the EU, local firms face stiffer competition.
Merkeze yaklaştıkça yerçekimi biraz tuhaf olacak.
Gravity is going to get a bit screwy the closer you get to the center.
Katliam makineleri daha hızlı çalışıyordu. Ama çatışmanın sonu yaklaştıkça.
The faster the extermination machine runs. Yet the closer the end of the conflict.
Şenlik yaklaştıkça, heyecan bölge sınırlarını aşıyor.
As the festival draws near, the excitement builds across the region.
kış uykusu vakti yaklaştıkça Hiçbir hayvan ayı kadar hızlı değildir.
with hibernation time approaching none more urgently than bear.
Evet ve bu genç kadınlar 30a yaklaştıkça.
Yes, and as these young women approach 30.
Romanım çöp gibi görünmeye başladı. Çıkış tarihi yaklaştıkça.
As the launch date drew near, my novel suddenly seemed like trash.
Merkeze yaklaştıkça yerçekimi biraz tuhaf olacak.
Gravity's gonna get a bit screwy the closer you get to the center.
Merkeze yaklaştıkça yerçekimi biraz tuhaf olacak.
Gravity's gonna get a bit screwy the closer you get to the centre.
Results: 327, Time: 0.0319

Top dictionary queries

Turkish - English