YANSIMALAR in English translation

reflections
düşünmek
yansıması
bir yansıma
aynası
bir yansımasıyım
tefekkür
projections
projeksiyon
tahmin
yansıtma
gösterim
izdüşümü

Examples of using Yansımalar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bak, bazı yansımalar olacağını biliyorduk.
Look, we knew that there would be fallout.
Ne gibi yansımalar?
Ölmüş babasına ait yansımalar görüyordu.
He sees projections of his dead father.
Sudaki yansımalar.
The reflections on water.
Desenler çok güzel. Çok berbattı. Masadaki yansımalar.
Wow, the reflections on this table, the patterns are beautiful.
Somut yansımalar.
Concrete images.
Bilirsin küçük yansımalar.
You know, those little flashes?
Tarihi yansımalar ve geri dönüşler- çoğunlukla Franco-Prussian
Historical reflections, and flashbacks- focusing mostly on the Franco-Prussian war
Yansımalar arasındaki girişimin bir örneği sabun kabarcığında görlen renkli pırıltılar
An example of interference between reflections is the iridescent colours seen in a soap bubble
Espheni giderek iyiden iyileşiyor. Çünkü sadece gölgeler ve yansımalar kaldı.
The espheni are getting better and better at it, Because all they got left is smoke and mirrors.
Kristal kademeli olarak döndürülürken önceki yansımalar kaybolur ve yenileri görünür;
As the crystal is gradually rotated, previous reflections disappear and new ones appear;
Bizim beş ayrı teori olarak düşündüğümüz teoriler, duvarları aynalarla kaplı bir odadaki yansımalar gibi, tek bir teorinin farklı görüntüleri haline dönüşüvermişti.
Like reflections in a wall of mirrors, what we thought were five theories turned out to be just five different ways of looking at the same thing.
Eğer Jean-Pierrein 12 yüzü arasındaki fark milyarlarca ışık yılı uzunluğundaysa bu uzak ve belirsiz yansımalar en dikkatli gökbilimcilerin bile dikkatinden kaçmış olabilir.
But if the edges of Jean-Pierre's dodecahedron are billions of light-years apart, the distant and faint reflections on them could have escaped the notice of the most careful astronomers.
radyasyon bu duvarlar arasında çoklu yansımalar tarafından tutulur.
radiation is trapped by multiple reflections between the walls.
kristalli malzemenin çoklukla yüksek simetriye sahip olması kırınımölçerin birçok kere çok sayıda eşit simetrili yansımalar kaydetmesine neden olur.
crystallographic data collection and the often high symmetry of crystalline materials cause the diffractometer to record many symmetry-equivalent reflections multiple times.
Düzgün yüzeylerdeki etki en yüksek olmasına rağmen yol ve yeryüzünden gelen yansımalar da ayrıca azaltılabilir.
The effect is strongest with smooth surfaces such as water, but reflections from roads and the ground are also reduced.
Ve okyanusta Bermuda Şeytan Üçgenine… doğru giderken… her yerde yansımalar görüyorsunuz.
Towards the Bermuda Triangle… there's reflections everywhere. And as you go out to the ocean water.
Bütün bu ruh değişimleri, ne dediğimi anlıyor musun? Yansımalar, değil mi?
Reflections, right? it's just this whole changing mood, you know what i'm saying?
görüntüye hareket ve yansımalar katar.
movements, and reflections.
Yansımalar kurucusu ve serisinin yaratıcısı Martin Edmondson, Yansımalar o oyun endüstrisi 2004 yılının Eylül ayında geçici olarak ayrıldıktan sonra döndü.
Reflections founder and series creator Martin Edmondson, returned to Reflections after he temporarily left the game industry in 2004.
Results: 98, Time: 0.0296

Yansımalar in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English