Examples of using Yapıştırdı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sonrasında yargıç bana cezayı yapıştırdı.
O da ne? Birisi üzerime yapıştırdı.
Ağzını kızın dudaklarına yapıştırdı.
Hayır, o Adonise bir penis yapıştırdı ve tarih yazdı.
Birisi üzerime yapıştırdı.
Ama nasıl bir tek yumrukla onu yere yapıştırdı?
Bir gün eşimle pazarda yürüyordum ve biri suratıma bir kafes yapıştırdı.
Sakin olmaya çalışıyorum, ama bu adam, beni yere yapıştırdı!
aşık olduğu için resimlerini kesip, diz üstü bilgisayarındaki bir dosyaya yapıştırdı böylece onlara hep sahip olabilecekti.
senin… Christie Masters sırtına magnet yapıştırdı.
Pettibone bu küçücük belgeyi onun içine yerleştirdi, onları tekrar biribirine yapıştırdı ve yanına aldı.
Dün küçük bir oğlan, iki saat boyunca büyük kırmızı bir kalbe tam 17 payet yapıştırdı.
iki saat boyunca büyük kırmızı bir kalbe tam 17 payet yapıştırdı.
Saat 16.59da, 1988in Ağustos ayının 8inde Noel Norman Dinkle son ipliğini yapıştırdı ve, 40 yıl
Ama birden ortaya çıktı ve durduk durmadık yere suratıma bu davayı yapıştırdı.
Okuyucunun alt kısmı onu duvara yapıştırdı ve Jenning ortadan kayboldu.
Raunttan beri ilk k ez Juan Manuel Marquez, Manny Pacquiaoyu yere yapıştırdı ve klasik sağ yumruğu ile başardı bunu.
taşaklarımı kalçama yapıştırdı… ve kasıklarım beni arkadan takip etti.
bir erkek ise markette kadınların sırtlarına“ tanışalım” ve telefon numarası yazan kağıtlar yapıştırdı.
Beni ekrana yapıştırdı.