YAPILARA in English translation

• structures
• buildings
• structure

Examples of using Yapılara in Turkish and their translations into English

Ayarlı kütle sönümleyici, mekanik titreşimlerin amplitüdünü azaltmak için yapılara monte edilen elli tonluk bir alettir.
The tuned mass damper is a fifty-ton device mounted in structures to reduce the amplitude of mechanical vibrations.

galaksi kümelerine ve benzeri yapılara dönüştürecek bir yola ihtiyacımız oldu.
fluctuations into galaxies and clusters of galaxies and make these kinds of structures go on.

alfabelere, yapılara.
in alphabets, in buildings.

çözülüme sahip gökadalar====Bu kategorideki gökadalar, düzensiz yapılara( düzensizlikler), dikkat çekici toz şeritlerine( emilim) veya pütürlü bir görünüme( çözülüm) sahiptirler.
resolution====Galaxies in this category have either irregular structures(irregularities), notable dust lanes(absorption), or a grainy appearance resolution.

buna karşın DNA nanotüplerini daha kolay modifiye edilebilir ve başka yapılara bağlanabilir.
DNA nanotubes are more easily modified and connected to other structures.

kafa ile boğazda farklı yapılara dönüştüler. Bu hyomandibular kemiği ta
became different structures in the head and throat, and that bone,

OpenPGP ve diğer yapılara erişebilmesi için uygulama programlama arayüzü sağlar.
to access X. 509, PKCS 12, OpenPGP and other structures.

Ve ben orada daha büyük ölçekteki yapılara bakarken ve çevremdeki yapılar
And I was there looking at the larger scale of buildings and finding that the buildings that were around me

sistematik kullanımı ise bu tekniği çeşitli mimari yapılara ilk kez uygulayan Romalılarla başlamıştır.
their systematic use started with the ancient Romans, who were the first to apply the technique to a wide range of structures.

Özellikle bu binada olduğu gibi, 80 yıllık yapılara bu değişikliklerin uygulanmasını.
especially when applied to structures over 80 years old as this apartment was.

Quetzalcoatl Tapınağı aynı Gize Platosunda düzenlenmiş üç piramit gibi Orion kuşağıyla aynı düzlemdeler yani bu yapılara baktığımızda onların aynı ilke ve aynı bilgilerin işbirliğiyle haritalandığını buluyoruz.
the Giza Plateau have been laid out into, as well. So when we look at these buildings, we find they are mapped according to the same principle, and incorporating the same information.

Nanobüyüklükteki yapıda malzemeler genellikle eşsiz optik,
Materials with structure at the nanoscale often have unique optical,

Ama silah ve otoyol yapımı Alman ekonomisi için kısa vadeli çözümlerdi.
But building armaments and autobahns could only be a short-term solution to Germany's economic problems.

Bütün sosyal yapılar köleleri bir grubun dışında yada başka yaparlar.
That every social structure makes slaves out of one group or another.

Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
My mother gave me a pair of gloves of her own making.

Filmin yapımı sırasında aktör yanlışlıkla vurularak öldürüldü.
The actor was accidentally shot dead during the making of the movie.

Kayıtlarımıza göre hiç yapıcı olmamışsın. Doğru mu?
According to our records, you have never been a Maker, is that right?

Bugün hip-hop kolye yapımı antik sanatını öğreneceğiz.
Today, we're going to learn the ancient art of making hip-hop necklaces.

Kimyasal yapıda değil.
Not in chemical structure.

Yapımı dışında bir işe yaramaz. Altın, mücevher ve diş.
Gold ain't good for nothing except for making jewelry and gold teeth.