Examples of using Yapacak bir şeyin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bununla yapacak bir şeyin.
Yapacak bir şeyin yok.
Burada yapacak bir şeyin olmadığına göre seni çalıyorum.
Yapacak bir şeyin var mı?
Işte o zaman takıntı yapacak bir şeyin olur.
Önümüzdeki 12 saat boyunca yapacak bir şeyin olur.
Ama yapacak bir şeyin varsa, ona mesaj atop gelemeyeceğimi söylerim.
Bana yapacak bir şeyin olduğunu söylemeye mi çalışıyorsun? Nancy Kerrigan olayıyla mı?
Jerry, yapacak bir şeyin varsa buraya oturup kitap okuyabiliriz. Döndüler.
Yapacak bir şeyin yoksa benimle biraz gezmek istersin diye düşünmüştüm.
Düşündüm de, yapacak bir şeyin yoksa belki benimle gezintiye çıkabilirsin.
Ben… Nishi, sen? Yapacak bir şeyin yoksa, bizim eve gidelim mi?
Mademki yapacak bir şeyin yok, neden bu hafta sonu benimle balık tutmaya gelmiyorsun?
film yapacak bir şeyin de olmazdı.
Yani burada adam adama savaşmayı öğreniyoruz ve burada yapacak bir şeyin yoksa başka bir yerde yap.
kusursuz simidi bulmakla uğraştın. 24 saattir San Franciscodasın ve yapacak bir sürü şeyin var.
Bu, uh… anlamak için yeterli bir zaman. Oh, evet. Bu kasabada yapacak bir şeyin olmadığını.
Bu, uh… anlamak için yeterli bir zaman. Oh, evet. Bu kasabada yapacak bir şeyin olmadığını.
Elin kadınlarını evime sokmak, biramı çalmak ve köpeğimi mahvetmek dışında yapacak bir şeyin olur bari.
Aslında, ona yardım etmen için kendini uyuşturucuya verdi böylece yapacak bir şeyin olacaktı, doktorluk bir iş.