YAPMAK IÇIN BURADA in English translation

here to do
yapmak için buradayım
yapmaya geldim
buraya yapmaya geldiğiniz iş
here to make
yapmak için burada
yapmaya geldim
sağlamak için buradayım
üretmek için buraya
sağlamak için geldim
burada değiliz mükemmel şeyler yapmak için
edinmek için burada

Examples of using Yapmak için burada in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
O, yapmak için burada.
He's here to make them possible.
Babam bazı araştırmalar yapmak için burada.
My dad is here to do some research.
Bu adam masanın üzerinde yapmak için burada.
This man is here to do it on the desk.
Bronz kafalar üzerine makale yapmak için burada.
He's here to do a feature on the bronze heads that we examined.
Bronz kafalar üzerine makale yapmak için burada.
He is here to do a feature on the bronze heads.
Ve şimdi Tammy aynı şeyi tekrar yapmak için burada.
And now Tammy's here to do it all over again.
Bir ön inceleme yapmak için burada.
He is here to perform a preliminary examination.
Ve daha da önemlisi, yapmak için burada olduğumuz işi bizim onurumuz ve kaderimiz olması gereken, kutsanmış ve mübarek görevimizi tehlikeye attı.
And far more important, he has endangered the job we are here to do-- the blessed and holy task it shall be our honor and destiny to fulfill.
Çünkü bunu elle yapmak için burada kim kalırsa… milyonlarca parçaya ayrılacak.
Because whoever stays here to do this manually Is going to be blown into a million pieces.
Çünkü bunu elle yapmak için burada kim kalırsa… milyonlarca parçaya ayrılacak.
Is going to be blown into a million pieces. Because whoever stays here to do this manually.
Çünkü bunu elle yapmak için burada kim kalırsa… milyonlarca parçaya ayrılacak. Evet, gidiyorum.
Yeah, I am. Because whoever stays here to do this manually… is gonna be blown into a million pieces.
Çünkü bunu elle yapmak için burada kim kalırsa… milyonlarca parçaya ayrılacak. Evet, gidiyorum.
Yeah, I am. Because whoever stays here to do this manually.
Profesör resmi daveti yapmak için burada değil ama benim davetlimsin. İstediğin zaman gelebilirsin.
The Professor ain't here to make it official, but take it from me you're always welcome.
İşini yapmak için burada, onun işi senin onla ne zaman evleneceğini söylememi beklemek.
She's here doing her job, And her job is waiting for me to decide.
Danışmanlık yapmak için burada.
He's here to provide counsel.
Sadece gözlem yapmak için burada.
He is only here to observe.
Kutlama yapmak için burada değilim.
I'm not here to celebrate.
Vekilinin kaltabanlığını yapmak için burada.
She's here to pimp for his Regency.
Kitabının reklamını yapmak için burada.
He's here to plug his book.
Sana baskı yapmak için burada değilim.
I'm not here to put pressure on you.
Results: 26548, Time: 0.0408

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English