Examples of using Yapmak zorundalar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tom ve Mary bunu tekrar yapmak zorundalar.
Bölgeden geçen gemiler, küçük bir rota düzeltmesi yapmak zorundalar.
Neden bunları bu kadar küçük yapmak zorundalar ki?
Niye bu kadar gürültü yapmak zorundalar?
Bir bina yandığında bununla ilgili bir haber yapmak zorundalar.
Ama şu an onlar için en iyi olanı yapmak zorundalar.
Sence Tom ve Mary onu yapmak zorundalar mı?
Reyes ve Crowe durumu lehlerine çevirmek için bir şey yapmak zorundalar.
Söyletmek için bana işkence yapmak zorundalar.
Bunu başka yerde yapmak zorundalar.
Bunu başka yerde yapmak zorundalar.
Bundan çok daha iyisini yapmak zorundalar.
Ama olay şu, bugün yapmak zorundalar.
Ama olay şu, bugün yapmak zorundalar.
Ama bunu elle yapmak zorundalar.
Ama tekrar söylüyorum, bunu elle yapmak zorundalar.
Ama tekrar söylüyorum, bunu elle yapmak zorundalar.
Ama bunu elle yapmak zorundalar.
Turşusuz istediğin zaman, sana taze bir tane yapmak zorundalar.
Şimidi kontrollü iniş yapmak zorundalar.