BULMAK ZORUNDALAR in English translation

they have to find
bulmak zorundalar
must find
bulmalıyım
bulmalıyız
bulmak zorunda
bulmamız lazım
bulmalısın
bulmam gerek
bulması gerektiğine
buluyor olmalı
they're bound to find

Examples of using Bulmak zorundalar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Birkaç hafta içinde yoğun kar yağışı gelmeden önce yiyecek ve sığınak bulmak zorundalar.
They must find food and shelter before the heavy snows arrive in just a few weeks' time.
çıkıp gitme imkânı da bulunmayan böyle bir yerde… birlikte yaşamanın bir yolunu bulmak zorundalar.
in a place where, for some of the time, there will be no morning, no evening… They must find a way of living together.
Şimdi Ganymede. Dünya ve Mars birbirlerini savaşın eşiğine getirdikleri için… şimdi barışa gidecek bir yol bulmak zorundalar.
To the brink and they will have to find a path to peace. Earth and Mars have pushed themselves Now, Ganymede.
Şimdi Ganymede. Dünya ve Mars birbirlerini savaşın eşiğine getirdikleri için… şimdi barışa gidecek bir yol bulmak zorundalar.
And they will have to find a path to peace. Now, Ganymede. Earth and Mars have pushed themselves to the brink.
Şimdi Ganymede. Dünya ve Mars birbirlerini savaşın eşiğine getirdikleri için… şimdi barışa gidecek bir yol bulmak zorundalar.
Earth and Mars have pushed themselves and they will have to find a path to peace. Now, ganymede. to the brink.
Şimdi Ganymede. Dünya ve Mars birbirlerini savaşın eşiğine getirdikleri için… şimdi barışa gidecek bir yol bulmak zorundalar.
Earth and Mars have pushed themselves to the brink Now, Ganymede. and they will have to find a path to peace.
Şimdi, bütün garipliklere rağmen hayatta kaldıktan sonra,… kahramanlarımız eve gitmenin ve Ayrılıkçı kodunu kırarak, bir düşman saldırısını durdurmak için şifreleme modülünü eve götürmenin bir yolunu bulmak zorundalar.
Now after surviving against all odds, our heroes must find a way home and deliver the encryption module to crack the Separatist code and stop an enemy attack.
Kahramanlarımız eve gitmenin… ve Ayrılıkçı kodunu kırarak, bir düşman saldırısını durdurmak için… şifreleme modülünü eve götürmenin bir yolunu bulmak zorundalar. Şimdi,
Our heroes must find a way home Now, after surviving against all odds, to crack the Separatist code and stop an enemy attack.
Şimdi, bütün garipliklere rağmen hayatta kaldıktan sonra,… kahramanlarımız eve gitmenin… ve Ayrılıkçı kodunu kırarak, bir düşman saldırısını durdurmak için… şifreleme modülünü eve götürmenin bir yolunu bulmak zorundalar.
And deliver the encryption module to crack the Separatist code and stop an enemy attack. our heroes must find a way home Now after surviving against all odds.
Şimdi, bütün garipliklere rağmen hayatta kaldıktan sonra,… kahramanlarımız eve gitmenin… ve Ayrılıkçı kodunu kırarak, bir düşman saldırısını durdurmak için… şifreleme modülünü eve götürmenin bir yolunu bulmak zorundalar.
And deliver the encryption module our heroes must find a way home Now, after surviving against all odds, to crack the Separatist code and stop an enemy attack.
Şimdi, bütün garipliklere rağmen hayatta kaldıktan sonra,… kahramanlarımız eve gitmenin… ve Ayrılıkçı kodunu kırarak, bir düşman saldırısını durdurmak için… şifreleme modülünü eve götürmenin bir yolunu bulmak zorundalar.
Our heroes must find a way home and deliver the encryption module to crack the Separatist code and stop an enemy attack. Now, after surviving against all odds.
Şimdi, bütün garipliklere rağmen hayatta kaldıktan sonra,… kahramanlarımız eve gitmenin… ve Ayrılıkçı kodunu kırarak, bir düşman saldırısını durdurmak için… şifreleme modülünü eve götürmenin bir yolunu bulmak zorundalar.
Our heroes must find a way home to crack the Separatist code and stop an enemy attack. Now, after surviving against all odds, and deliver the encryption module.
Savaş sırasında bulmak zordu ama artık Havanadan geliyor.
Hard to get those in the war, but they come in regularly from Havana now.
Onu bulmak zorundayız!
We gotta find him!
İyi eleman bulmak zor, öyle değil mi?
Boy, it's just hard to get good help, huh?
Bilet bulmak zor oluyor da.
Tickets are hard to get.
Bildiğim Davidi bulmak zorunda olduğumdu.
I knew. I knew I had to find david.
Filmi bulmak zorunda kaldım ama harika çalışıyor.
Hey I had to find the film- but it works great.
İçimden bir ses onu bulmak zor olacak diyor, Hetty.
I have a feeling he's gonna be difficult to find, Hetty.
Mermilerini bulmak zordur.
Hard to find the rounds.
Results: 42, Time: 0.0334

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English