Examples of using Yayınlamaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Descartes hayatı boyunca matematik ve felsefe konusunda çalışmalar yayınlamaya devam etti.
Ravi. Levonın belgeselini yayınlamaya hazırlar.
Ravi. Levonın belgeselini yayınlamaya hazırlar.
Bugün İngiliz Hükümetini Harragin raporunu yayınlamaya davet ediyorum.
Bu reklamı yayınlamaya izin verirsen herkes göçmenlik yerine ondan bahsetmeye başlayacak.
Kimlik ve poziyonumuzu yayınlamaya başla.
Gazete yayınlamaya geri dönelim.
Ama yayınlamaya değer bir şey yazmadın ki.
Yayınlamaya ilgili var mı diye birkaç dergiye göndermiştim.
Biz dizi yazı yayınlamaya başladı. Pentagon Belgeleri temelli… New York Times.
Polis bu bilgiyi yayınlamaya razı mı? Gel?
Polis bu bilgiyi yayınlamaya razı mı? Gel.
Akademisyenler gizli dökümanları yayınlamaya başladılar. nükleer savaş
Bu videoları yayınlamaya devam edeceğim.
ORCAyı yayınlamaya hazırız.
Sabah yayınlamaya karar verdik, değil mi?
O kitabı yayınlamaya cüret bile etme, anladın mı?
İşte, alıntılar alıp yayınlamaya başlıyorum.
Yılında Belavia uçaklarında İngilizce ve Rusça dilinde uçak içi dergisi yayınlamaya başladı.
Haziran 2006da Razor 1911 tekrar oyunlar yayınlamaya başladı.