YEMEKLERIN in English translation

food
yemek
yiyecek
gıda
besin
maması
meals
yemek
yiyecek
menü
öğünü
öğün
cooking
aşçı
yemek
pişirmek
ahçı
dishes
yemek
bulaşık
tabak
çanak
anteni
antenini
dinners
yemek
akşam
eating
yemek
yemen
yiyecek
foods
yemek
yiyecek
gıda
besin
maması
meal
yemek
yiyecek
menü
öğünü
öğün
dinner
yemek
akşam
the buffet
büfe
yemekler

Examples of using Yemeklerin in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve yemeklerin sonu demektir bu.'' Tüm mutfakların.
It will be the end of all kitchens and all cooking.
Biraz dolaşıp, hangi yemeklerin güzel göründüğüne bakacağım.
I'm gonna go walk around and see what dishes look good.
Şimdi müsaade edersen, yemeklerin için alışveriş yapmalıyım.
Now, if you will excuse me, I must shop for your meals.
İnsanlar senin yemeklerin için kuyruğa girmiş.
I saw people lining up for your meal box.
Yemeklerin arasında çıngıraklı yılan gibi şeyler de var.
There are foods like rattlesnake.
Carson, Bayan Birde yemeklerin çok lezzetli olduğunu söylemeyi unutma.
Be sure to say to Mrs. Bird the dinner was really delicious. Carson.
Ve yemeklerin sonu demektir bu.'' Tüm mutfakların.
And all cooking. It will be the end of all kitchens.
Dostoyevskinin romanlarında bahsedilen tüm yemeklerin tarifleri kitabı.
A book of recipes of all the dishes mentioned in Dostoevsky's novels.
Çavuş. Bütün iyi yemeklerin sonu olduğunu söylerler.
Sergeant! They say all good meals come to an end.
En sevdiğim yemeklerin olduğu… bir pikniğe götürüyorsun ya.
With all my favorite foods, remember? You're taking me on a picnic.
Bu tür yemeklerin- nerede olduğunu bilen varmı?
Anybody know where that particular happy meal is served?
Tüm mutfakların ve yemeklerin sonu demektir bu.
It will be the end of all kitchens and all cooking.
Carson, Bayan Birde yemeklerin çok lezzetli olduğunu söylemeyi unutma.
Carson, be sure to say to Mrs Bird the dinner was really delicious.
Pekâlâ. Öyleyse paylaşılabilir yemeklerin bir listesini yapalım.
Okay. Well, then let's make a list of fair game foods.
Onu bir hırsız haline getiren senin yemeklerin değil.
It's not as if your cooking turned him into a thief.
Geri kalan yemeklerin aksine.
Unlike the rest of the meal.
Anne, yemeklerin.
Ma, your cooking.
Getirebileceğiniz yemeklerin listesi. Suşi ve salata yemiyor..
Here's a list of approved foods, no sushi, no salads.
Benim değil, senin yemeklerin için geliyorlar.
It's not my cooking that they're coming for. It's yours.
İyileşme yemeklerin sebzelikte.
Your recovery foods are in the crisper.
Results: 529, Time: 0.0321

Top dictionary queries

Turkish - English