ОНОВА - превод на Турски

• o
• olan
• onu
• onların

Примери за използване на Онова на Български и техните преводи на Турски

Това или онова?
Onunla mı bununla mı?

Направи това, направи онова.”.
Onlar şunu yaptı, bunu yaptı.

Не е онова момче Краш, нали?
Onlardan biri Crash değil, değil mi?

Не знам защо казах всичко онова.
Tüm onları neden söylediğimi bilmiyorum.

Какво ще направи онова семейство, щом разберат, че си ги лъгал с години?
Onlara yıllardır yalan söylediğini anlayınca o aile ne yapacak?

А нима не отрекоха онова, което по-рано бе дадено на Муса?
Onlar, daha önce Musa ya verilenleri inkar etmemişler miydi?

Онова момиче, с което танцувах.
Onunla dans ettiği kız.

Ако направиш онова, което си намислил, няма как да докажеш, че съм излъгал.
Eğer düşündüğünü yaparsan… onlara yalan söylediğimi söyleyemezsin.

Но това, което искат да видят, онова, което наистина желаят, е да видят катастрофа.
Fakat asıl istedikleri, onları asıl heyecanlandıran şey yere çakıldığını görmektir.

Затова създаваха тези пространства, така че да отразяват онова, което обичат да правят и това което са.
Onlar yapmayı sevdikleri kim olduklarını yansıtan bu alanları yarattılar.

Зиги не беше национална опастност по онова време, затова се сприятелихме.
Ziggy, beni tehlike olarak algılamadığı için onunla arkadaş olmuştum.

Ала сърцата им закоравяваха и сатаната им разкрасяваше онова, което вършеха.
Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını cazip gösterdi.

Мисля, че те са убили онова момче.
Galiba o çocuğu onlar öldürdü.

Е, сега поне знаем защо онова общество толкова ги е искало.
Şey, artık Cabalın onları niye istiyor biliyoruz.

Правя онова, което ти не искаш.
Ben senin yapmadığını yapıyor, onları dışarı çıkarıyorum.

Говориш за това и онова.
Bu ve ondan konuşursun.

Но онова, което никога не бива да правиш, е да кажеш да момиче, че ще се ожените.
Fakat asla ama asla bir kadına onunla evleneceğini söylememelisin.

Не беше пожар, онова не бяха дървета, а хора.
Yangın falan yoktu, ölenler de ağaç değildi, onlar insandı.

Тя ми помогна да избера работата и имената на хората в онова градче.
Kasabadaki insanlar için iş seçmemi ve onlara ad koymama yardım etmişti.

сатаната им разкрасяваше онова, което вършеха.
şeytan da yaptıklarını onlara güzel gösterdi.