РАЗЛИКАТА - превод на Турски

• fark
• ayrım
• farkı
• farklı
• farklar
• ayrımı

Примери за използване на Разликата на Български и техните преводи на Турски

Научих разликата между истинско и фалшиво.
Gerçek ile sahte arasındaki farkları öğrenmiştim. Rolez ile Rolex gibi mesela.

Разликата е, че ние спазваме закона,
Farkımız şu ki, biz kanunları uyguluyoruz

Разликата е- но нека първо поговорим какво означава"емпирична".
Farklarını anlatmadan önce ampiriğin ne demek olduğndan bahsedeyim.

Разликата при мен е, че аз много се старая да постъпвам правилно.
Benim farkım ise, durmaksızın doğru olanı bulmaya çalışıyorum.

Но най-забележителната разликата е в избора на жертвата.
Ama en önemli farklılık ise kurbanın seçimi.

Тогава не знаехме каква е разликата, но ни бяха нападнали индианци поуни.
O zamanlar farkını bilmiyorduk, ama bize saldıranlar bir grup Pawneeymiş.

Вземете си един за $10. И направете разликата за утре.
Yarının farklılığını yaratmak için bugün 10 dolara satın alın.

Разликата във възрастта ни ли е проблема?
Yaş farkımız mı sorun?

Потърси разликата в твоето малко тефтерче там, ок?
Küçük kara kaplı defterinde farkına bak, tamam mı?

Разликата в мисленето трябва да се толерира,
Görüş farklılıkları hoş görülmelidir.

Удължаване на разликата между две и четири години с минимално напрежение.
Zaman farklılıklarını minimum voltaj girişiyle iki yıl ile üç yıl arasında genişletme girişimi.

Пък да видим каква ще е разликата.
Bakalım farklılık ne olacak….

От тук идва също и разликата в цената.
Zaten fiyat farklılığı da buradan kaynaklanıyor.

Не мога да повярвам каква е разликата!
Farka bir türlü inanamıyorum!

Никъде другаде разликата между победители и губещи е е толкова ясна.
Kazanan ve kaybedenler arasındaki farkın daha belirgin olduğu başka bir yer yoktur.

Каква е разликата с хората, замисляли ли сте се??
Peki senin insanlardan ne farkın var bunu düşündün mü?

Ето това е разликата между нас.
İşte farkımız burada.

Разликата им е минус 1.
Farkları -1 olmalı.-.

Разликата е, че аз бях избран с 41 процента от гласовете.
Farkımız şu ki ben oyların yüzde 41i ile seçildim.

Там е разликата- аз вас винаги ви виждам.
Farkımız bu. Ben sizin geldiğinizi her zaman görürüm.